İstanbul sur dışında gayrimüslim cemaatin yoğun olduğu bu yerde bu kadar eski tarihli bir caminin oluşu beni şaşırttı. Girişteki küçük pasaj içerisindeki kütüphane ve aşevi camiyi gerçek bir sosyal alana çevirmiş. Alışık olmadığımız yapı planı, caminin son dönemdeki onarımında çevre arsaların binaya katılmasından kaynaklanıyor. Gelelim yapının tarihçesine;
Karadervişağa veya Şabanağa Camii olarakta bilinen Bakırköy Çarşı Cami ilk olarak 1601 tarihinde Şaban Ağa tarafından ahşap olarak yaptırılmış. Sultan Abdülaziz tarafından 1875 yılında kagir halde tekrar inşaa ettirilmiş.
Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kuzey ucundaki Yon (Hrom) burnu üzerindeki küçük bir tepeciktedir. 1855’deki Kırım Savaşı sırasında gemilerin rahatça Karadeniz’e girip çıkabilmeleri için karşısındaki Rumeli Feneri ile birlikte inşa edilmiştir. İki fener arasındaki uzaklık 2 deniz milidir.
Osmanlı devrinde ahşap olan bu fenerden ilk defa 1755’de İstanbul’a gelen Macar asıllı Fransız Mühendisi Baron de Tott bahsetmiştir. 1790’da ise İngiliz Doktor Olivier Boğaz’ın bu iki yakasındaki fenerlerden söz etmektedir. 1666 ve 1793 tarihli iki ayrı İtalyan haritasında ise Boğaz’ın iki yakasında yer alan fenerler açık bir şekilde gösterilmiştir. 1814’de Karadeniz yoluyla İstanbul’a gelen Polonyalı Kont Edward Raczynski “Kaptanımız 9 Ağustos günü sabaha karşı Boğaz’ın iki yakasında yanan fenerleri görmüştü” diye anılarında yazmaktadır.
Cami 1455 yılında yapılmış yapılmış. 1862, 1905 ve 1960 yıllarında tadilat görmüştür. Sağrıcılar Camii diye anılır. Camiyi yaptıran Alemdar Sinan ile ilgili güzel bir İstanbul efsanesi mevcut;
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’a yerleştikten sonra, kentteki günlük yaşam normale döndüğünde, bir gün ava çıkmak istemiş. Sultan, kentinin surları dışına çıkmış, uzaklaştıkça uzaklaşmış, avı da uzadıkça uzamış. Kente dönmeye karar verdiğinde de hava kararmaya başlamış.
Merkez Efendi Mezarlığını Harita Üzerinde görmek için tıklayın.
Zeytinburnu ilçesinin Merkezefendi Mahalllesinde (Osmanlı dönemindeki adı “Mevlevihane Yenikapısı” olan Mevlanakapı’nın dışında) yer alır. Yavuz Sultan Selim’in kızı Şah Sultan Merkez Efendinin ölümünden sonra tarikat külliyesi niteliğindeki bu yapı silsilesine 1552-1572 tarihleri arasında cami ve tevhidhaneyi ilave ettirmiş. 1837’de 2. Mahmut tarafından yenilenmiştir. Cami en son onarımını 1965 yılında görmüştür. Cami çevresinde Merkez Efendi Türbesi, Çilehane, Abdülbaki Paşa Kütüphanesi, Hamam ve mezarlık bulunur.
Galata Okçu Musa Caddesi üzerindedir. Fatih Sultan Mehmed’in Okçubaşılarından Musa Bey tarafından yaptırılmıştır. İlk hali iki katlı ahşapken bu yapı günümüze ulaşamamıştır. 1939 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tekrar inşaa edilmiştir.