Bankalar Caddesi üzerindeki daracık cephesi ve arkaya doğru genişleyen yapısıyla Voyvoda Han, asır başından itibaren cadde üzerinde yaşanan yapı farklılaşmasının tipik bir örneğini oluşturmaktadır. Daha önce içinde lokanta, marangoz ve demirci dükkânı gibi küçük işletmeler bulunan ahşap bir bina olup, 1903-1904 yıllarında inşa edildiği anlaşılan bu han, caddenin alt kısımlarındaki büyük ve görkemli binaların aksine, mevcut parsel yapısına uyum göstermek zorunda kalmış bir yapıdır.
Osmanlı Devletine borç vermiş, Osmanlı’da bankacılığın önemli ailelerinden “Kamondo Ailesi” tarafından yaptırılmıştır. 1860’lı yıllarda art nouveau uslubuyla yapılmış Kamondo Merdivenleri, Bankalar Caddesi ile Banker Sokağı birbirine bağlar.
Türbesi’nin yapım kitabesi bulunmamaktadır. Büyük olasılıkla bu türbe padişahın ölümünden önce 1861 yılında yapılmıştır. Sekizgen planlı kesme taştan inşaa edilmiş, kubbeli bir yapıdır. Her cephesi iki sıra halinde pencerelerle donatılmıştır. Türbe kapısı üzerinde H.1328 tarihli Hatta Hulusi Efendi’nin Kuran’dan alınma Sad suresinin 50. ayeti yer alır. Türbede Sultan Abdülmecid ve üç oğlu yatmaktadır. (Şehzade Abdüssamed (1855), Şehzade Seyfeddin (1856), Şehzade Burhaneddin (1876))
Türbedeki muhteşem avize, Galata Mevlevihanesi’ndeki Divan Edebiyatı Müzesi’nin kuruluşu sırasında oraya götürülmüş ve semahaneye asılmıştır. Bunun yanı sıra sandukanın gümüş şebekesi de Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ne kaldırılmıştır. Sandukası üzerindeki feste bulunan değerli sorguç da Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir. Türbenin içerisindeki levhalar İstanbul Türbeler Müzesi’nin deposundadır. Bu eserlerin türbeden alınmasının nedeni de hırsızlığa karşı alınan bir önlemdir. Devamını Oku
Zamanın Maraş Valisi Abdülbaki Paşa’ya türbe olarak inşa edilen eser, Abdülbaki Paşa tarafından fazla ihtişamlı olduğu gerekçesiyle türbe olarak kullanılmaktan vazgeçildi. Merkezefendi Cami’nin hemen karşısında yer alan Abdülbaki Paşa Çocuk Kütüphanesi, cami ve ahşap bir konakla Merkezefendi Meydanı’nı çevreliyor. Önceleri sıbyan mektebi, daha sonra depo olarak kullanılan eser, 1970’li yıllarda Abdülbaki Paşa Çocuk Kütüphanesi olarak faaliyet gösterdi. En sonunda da kaderine terk edilen yapı,
İstanbul sur dışında gayrimüslim cemaatin yoğun olduğu bu yerde bu kadar eski tarihli bir caminin oluşu beni şaşırttı. Girişteki küçük pasaj içerisindeki kütüphane ve aşevi camiyi gerçek bir sosyal alana çevirmiş. Alışık olmadığımız yapı planı, caminin son dönemdeki onarımında çevre arsaların binaya katılmasından kaynaklanıyor. Gelelim yapının tarihçesine;
Karadervişağa veya Şabanağa Camii olarakta bilinen Bakırköy Çarşı Cami ilk olarak 1601 tarihinde Şaban Ağa tarafından ahşap olarak yaptırılmış. Sultan Abdülaziz tarafından 1875 yılında kagir halde tekrar inşaa ettirilmiş.