Şehzade Camii, Sinan’ın ilk anıtsal yapısıdır. Kanuni Süleyman’ın genç yaşta ölen oğlu Mehmet için yaptırıldığı söylenir. Sonuçta böyle olduğu belli, ama Yerasimos’un Ayasofya efsaneleri üstüne yazdığı kitabı okuyunca Süleyman’ın bunu ilkin kendisi için düşündüğünü, ama cami bittikten sonra Sinan daha iyisini de yapabileceğini söyleyince onu Şehzade Mehmet’e adadığını tahmin edebiliriz. Sinan, daha sonraları, bu camiyi çıraklığında yaptığını söylemişti. Bunu yapan “çırak” ancak Sinan olabilirdi. Sinan kubbeyi kare plan içinde dört payeye dayandırır ve bunun dışında hiç sütun kullanmaz. Böylece iç mekândaki genişlik etkisini alabildiğine artırır. Kubbeyi dört yanından dört yarım kubbeyle destekler. Bu planda, doğal olarak, eksiksiz bir simetri vardır. Dört köşede birer küçük kubbe, yarım kubbelerin iki yanında da daha küçük ikişer çeyrek kubbe vardır.Tabii, kusursuz simetri, aynı zamanda can sıkıcı da olabilir. Belki de bu nedenle Sinan bu dört yarım kubbeli planını daha sonraki camilerinde uygulamadı. Ama Sultanahmet ve Yeni Cami gibi daha sonra yapılmış anıtsal camilerde başka mimarlar bu planı tekrarladılar.İç mekânın sadeliğine karşılık (çini de kullanılmamıştır), Sinan, caminin dışını süslemek ve herhangi bir monotonluğa yer vermemek için çok çalışmıştır. Avlu aynı zamanda bir medresedir. Ortadaki şadırvanın 4. Murat tarafından yaptırıldığı biliniyor. Camiye üç ayrı kapıdan girilir. Ortadaki cümle kapısının üzerinde bir kitabe bulunmaktadır. Cami avlusu 12 sütuna dayanan 16 kubbe ile çevrilidir. Buradaki kalem işleri dikkat çekicidir. Avlunun ortasında şadırvan vardır. Caminin sağ ve solunda ikişer şerefeli iki minaresi bulunmaktadır. Minareler çeşitli şekillerde işlenmiştir. Medrese, sıbyan mektebi, imaret ve tabhanesi, kuzey yönünde ve avluya duvar teşkil edecek biçimde yerleştirilmişlerdir.

Şehzade cami haziresi bir çok türbeyi içine almaktadır. Şehzade Mehmed’in türbesi camiden daha önce bitirilmiştir. Sonraki yıllarda eklenen çeşitli türbelerle bu alan bir hazireye dönüşmüştür. Özellikle Şehzade Mehmet Türbesi süsleme ve bezemeleriyle Mimar Sinan’ın eserlerinin en güzel örneğidir. Mermer, breş ve terrakotta ile polikrom bir kaplamaya sahiptir. Tek kubbe ile örtülü sekizgen bir yapıdır. Üç açıklıklı, düz saçaklı revaklı bir girişi vardır. Kubbe yivleri sıklaştırılmış ve derinleştirilmiş; silindirik tambur, yivli bir sütun tamburu niteliği kazanmış, bir palmet dizisiyle sonlandırılmıştır. Kapının iki yanına “cuerda seca” tekniğinde İznik çinilerinden panolar yerleştirilmiştir. İçeride de aynı teknikte yapılmış çini kaplama kubbe eteğine kadar yükselir. Şehzade Mehmed’in sandukasının üstüne ağaçtan bir taht yerleştirilmiştir. Şehzade Mehmed Türbesinin sol tarafında yine Mimar Sinan’ın eseri olan ve sekiz köşeli plân düzeninde tek kubbeli Rüstem Paşa Türbesi vardır. Ayrıca hazirede Şehzade Mahmud, Hatice Sultan, Fatma Sultan ve İbrahim Paşa’nın türbeleri yer almaktadır. Külliyede, haziresinde beş tane, dış avlu duvarlarında dörtgen biçiminde bir tane olmak üzere toplam altı türbe vardır. Bunlardan özellikle Şehzade Mehmed Türbesi İstanbul`un en güzel mezar yapılarındandır.

Abdülhamit Han albümünden Şehzade Camii… M.İranian objektifinden.

Birkaç gravür.

Şehzade Camisini harita üzerinde görmek için tıklayınız.

1 cevap

Trackbacks & Pingbacks

  1. […] Şehzade Camii‘nin yanındadır. 1554 yılında vefat eden Mısır kadısı Emin Nurettin Osman Efendi tarafından yaptırılmıştır. Yapım yılı olarak cami girişindeki kitabede 1540 yazmaktadır. Minaresindeki yivli formundan ötürü Burmalı Mescit adını almıştır. Yapımında son cemaat yerinde Bizans işi sütün başları kullanılmış tamiri sırasında (1955) bu sutun başları Topkapı Müzesi’ne kaldırılmıştır. Uzun yıllar harap halde kalan cami bir ara marangoz atölyesi olarak kullanılmış… 01 Ağustos 2008 in Camiler/Türbeler, Tarihi Eserler. Tags: Burmalı Mescit, cami, Eminönü, Tarihi Eser […]

Yorumlar kapalı.