Molla Çelebi Camisi Yol genişletilmesi nedeniyle çevresinden soyutlanmış olan Molla Çelebi Camisi’ne halk “Fındıklı Camisi” der. “Çelebi” lakabı, bilimadamı olduğunu ifade eder. Molla Çelebi Anadolu Kazaskerliği’ne kadar yükselmiş olup, aynı zamanda şairdir. Sultan 3. Murat’ın Harem-i Hümayun’daki kadın müsahiplerinden Ayşe Hubbi Hatun ile evlendiği için “Hubbi Mollası” olarak da şöhret bulmuştur. Ünlü Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi’nin oğlu olan Molla Çelebi Kadılık ve Devamını Oku

Eyüpte Haliç Karayolu köprüsü altındadır. mollacami.com sitesinde Yavedud Sultan ile ilgili şunlar yazmaktadır; Evliya Çelebi’nin naklettiğine göre, Buhara’lı bir veli olan Şeyh Abdü’l Vedud Hazretleri, Bizans devrinde İstanbul’da yaşamakta ve Ayasofya’da ibâdetle meşgul olmaktadır. Rivâyete göre; “Birgün mânevî rical toplanır. İstanbul’un fethini müzakere ederler. Kılıç ile cihad edilerek fethine karar verilir. Ya Vedûd Sultan ise toplantıda Bizans’ın kılıç ile değil, irşad edilerek harb edilmeden fethini müdafaa eder. Şeyh Abdü’l Vedûd hazretleri fetih ordusunun attığı gülleleri, Devamını Oku

Tophanededir. Camiyi yaptıran Babüssaade Ağası Karabaş Mustafa Korkut (yada Kurt) tarafından 16. yüzyılda yapılmıştır. Yapı grubundan Zaviye (Kadiri Tekkesi), Mektep ve Namazgah günümüze ulaşamamıştır. Haziresinde Karabaş Mustafa Korkut ve Kılıç Ali Paşa Camii Hat eserlerinin sahibi Demirci Kul Yusuf  yatmaktadır.
Cami 1960-62 yıllarında esaslı bir restorasyondan geçmiştir.
Karabaş Mustafa Ağa Camisini (Karabaş Tekkesi) harita üzerinde görmek için tıklayın.

İstanbul Eminönü ilçesi, Sarayburnu’ndaki Sepetçiler Kasrı’nın yakınında bulunan Yalı Köşkü Topkapı Sarayı’nın Sarayburnu’ndaki iki köşkünden birisi idi. Yalı Köşkünü ilk defa Sultan 2. Beyazıt (1481–1512) yaptırmış ardından Sultan 3. Murat (1574–1595) 1592’de yeniden yaptırmıştır. Cebeciler Köşkü de denilen Yalı Köşkü’nün Osmanlı saray törenlerinde önemli bir yeri vardır. Donanma sefere çıkarken padişah Kaptan-ı Deryaları, Donanma Serdarlarını bu köşkten uğurlardı. Bu uğurlama törenlerinde de şenlikler köşkte ve çevresinde yapılırdı. Sefere çıkacak donanma önce Beşiktaş’ta demirler, oradan Müneccimbaşı’nın uygun göreceği günde Yalı Köşkü’nün önüne gelir ve top atarak padişahı selamlardı. Gemisinden kayıkla ayrılarak köşke gelen kaptan paşaya padişah tarafından kürk giydirilir ve bir hançerle ödüllendirilirdi. Bundan sonra kaptan paşa gemisine döner, top atışlarına devam ederken Top Kapısı’ndan da ona cevap verilirdi.
Yalı Köşkü yabancı ressamların yapmış olduğu Topkapı resimlerinde görülmektedir. Dikdörtgen planlı köşkün üzeri 7 m. çapında bir kubbe ile örtülü olup, orta sofanın etrafı üç eyvanla yaygın ve klasik divanhane planında yapılmıştı. Köşkün denize bakan cephelerinin karşısında, ocaklı duvarların arkasında odalar sıralanmıştı. Köşkün çevresinde 4 m. genişliğinde geniş revaklar ve bunların üzerini örten 2,5–3 m. lik geniş saçaklı bir örtü bulunmaktadır. Son derece hafif ve zarif mimari elemanlardan yapılan köşkün önünde geniş bir rıhtım bulunmakta olup, bu rıhtımdan birkaç basamakla bir platforma çıkılmaktadır.
Günümüze gelemeyen, yabancı ressamların resimlerinden bilgi edinilen bu köşkle ilgili olarak XIV. Louis’in Sultan IV. Mehmet’e (1648–1687) gönderdiği elçi Marquis de Nointel ile birlikte İstanbul’a gelen Antoine Galland İstanbul ile ilgili yazılarında bu köşkten söz etmiştir:
“Bu köşk dışarıdan kare biçiminde olup, kurşunla örtülü bir çatısı ve çatının ortasında küçük bir kubbesi olan bir yapıdır. Yapının çevresinde on ayak genişliğinde mermer sütunlara oturan bir revak vardır. Revak altından büyük salona geçilmektedir. Bu salonun iki yanında ve deniz tarafında sedirler bulunur. Deniz cephesinin karşı tarafında ise bronz kaplı bir ocak vardır. Her sedirin üstü arabesk üslubunda yaldızlı renklerle boyalı bir tonozla örtülüdür. Ortada ise aynı üslupta bezemeli büyük kubbe bulunmaktadır. Duvarlar mermer ve bitkisel motifler ve yazılarla süslü çinilerle kaplıdır. Bunlar bizim duvarlara astığımız halıların işini mükemmel görüyorlar. 3–4 yerde fıskiyeler ve yapının önünde bir de çağlayan vardır. Bu köşkte duvara asılmış bir tahta gördüm. Ortasında bugünkü padişahın çocukluğunda yazmış olduğu yarım satırlık bir yazı vardı. Bunun üzerinde “Sultan İbrahim’in oğlu Sultan Mehmet’in eseri” yazılı idi.
Ocağın yanındaki bir kapıdan elçiyi bir salona soktular. Burada padişahın oturmasına mahsus, altın yaldızlı fakat kötü yapılmış üç iskemle ile Peder M. de La Haye’nin vaktiyle Babıâli’ye hediye ettiği bir ayna vardı. Buradaki dolapların kapakları oldukça ince bir işçilikle yapılmış altın ve gümüş yaldızlı parçalardan oluşuyordu. Köşkün muhafızı, dolabın vaktiyle bir İran şahı tarafından bir padişaha gönderilmiş bir hediye olduğunu, padişahın bu hediyeyi beğenmeyerek onu buradaki helâların kapısına koydurduğunu söyledi.”
Yalı Köşkü İstanbul-Edirne demiryolu yapılacağı sırada çevresindeki yapılarla birlikte 1869 yılında yıkılmıştır. Köşkten günümüze hiçbir iz gelememiştir.

Vatan Caddesi Üzerindedir. Bizans döneminde Konstantinos Lips Kilisesi olan Değişik bölümleri değişik zamanlarda eklenmiş bileşik bir yapıdır. İlk kiliseyi 10. yüzyılın sonunda imparatorlukta yüksek bir memur olan Konstantinos Lips yaptırmıştı. Bu şimdi, kuzeye bakan kanadı oluşturur. Aradan epey zaman geçtikten sonra Mihail Paleologos’un karısı İmparatoriçe Teodora 13. yüzyılın sonunda güneydeki kiliseyi inşa ettirdi. Amacı, burayı Paleologos hanedanının mezarlığı haline getirmekti.
İlk kilisenin, oldukça kuraldışı bir biçimde, beş apsisli olduğu anlaşılıyor. Dıştaki apsislerden kuzeydeki zamanla yok olmuş, güneye bakan ise yanına yapılan yeni kilisenin üç apsisinden biri haline gelmiş. Böylece toplam altı apsis var ve çıkıntıları kilisenin doğu kanadını hareketlendiriyor.
Güneydeki ambulatuarlı olmak üzere iki kilise de Yunan haçı planına göre yapılmış, ama Osmanlı döneminde birçok mimari özellikleri değişmiştir. İki nartekslidir. Güneyinde, güney kilisesine paralel bir de galerisi vardır.
Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Fenari -Alaaddin Ali Efendi- tarafından 2.Beyazıt döneminde mescite çevrilmiştir manastır da zaviye olarak kullanılmıştır.
1633’te yanan mescit, 4. Murat ‘ın sadrazamı Bayram Paşa tarafından tamir ettirilmiş ve mimber koydurulmuştur. 17. yüzyıl sonlarında caminin bir kanadı ve manastır hücreleri Şeyh İsa El-Mahvi tarafından Halveti tekkesi olarak tahsis edilmiştir. (Molla Fenari’nin ve Şeyh İsa’nın isimlerinden “Molla Fenari İsa” ismi oluşmuş)
Bir çok kez tamir gören cami 1918’deki yangında hasar görmüş. 1960 yılında yapılan bir restorasyonla günümüzdeki halini almıştır.

Molla Fenari İsa Camisini harita üzerinde görmek için tıklayın.

Eski İstanbul’u #Hayallemek

Eski ve yeni fotoğrafları yan yana getirerek zamanın kente etkisini çarpıcı şekilde görmek mümkün oluyor. Eski ve yeni kolajlarını #hayallemek etiketiyle Twitter'dan paylaşıyorduk. Bugün mail yoluyla bize ulaşan Ali Cihan Akyüz…

Öncesi sonrası ile Tophane

İsmini Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Cihangir'den alan semte bakıyorsunuz. Fotoğrafçının makinesini koyduğu yer ise Tophane Kışlası'nın talim alanı. Fotoğraf 1889 öncesine ait. 1889 öncesi yazmamın sebebi fotoğrafta…

Dünya Sağlık Sokak 1969 ve günümüz

#Taksim Dünya Sağlık Sokak'ın 46 yıl öncesini #hayallemek ... The Marmara Otel'in Gümüşsuyu'na bakan sokağın 1969'daki ve günümüzdeki hali.  

Macar Kardeşler Caddesi’nde #hayallemek

#Fatih Macar Kardeşler Caddesi'nin günümüz fotoğrafı ile 1960 yılındaki fotoğrafının kolajlı hâli. 1960'lı yıllarda yol genişletmek için caddenin sol tarafı yıkılmış. Kolajda kullanılan eski fotoğraf 1960'ta yapılan…

The Marmara yokken…

Taksim Meydanı'nda The Marmara Oteli yokken yerinde ne vardı? Bu sorunun cevabını veren bir kolaja bakıyorsunuz. 1973 yılında inşa edilen otelin olduğu yere ait 1969 tarihli bir fotoğraf... #hayallemek #Taksim #Beyoğlu #istanbul…

Taksim Meydanı’nda Turist Ömer’i #hayallemek

Turist Ömer Uzay Yolunda filminin çekildiği günleri #hayallemek . 1973 yapımı filmin tanıtımı için şehrin sembol mekanlarında fotoğraflar çekilmiş. O fotoğraflardan biri günümüz fotoğrafı ile bir arada... 1970'te yanan AKM…

Yavuz Er Sinan Camii’nin eski günlerini #hayallemek

Yavuz Er Sinan Camii önünde eski günleri #hayallemek .. Unkapanı Eski Sebze Hali'nin olduğu yer. Günümüzde #Unkapanı Köprüsü'nden #Eminönü 'ne döndüğünüz nokta. Merak edenler için camiye ismini veren "Yavuz Er" hikayesi burada…