Köprülü Kütüphanesi, Çemberlitaş’ta Divanyolu üzerinde, Sultan II. Mahmut türbesinin karşısındadır. 1667’de Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından kurulmuştur. Kütüphane, Köprülü Mehmed Paşa Külliyesi’ne dahil yapılardan biridir.İstanbul’da kütüphane olarak tasarlanan ilk yapıdır. Köprülü ailesi tarafından bağışlanan koleksiyonlarla zenginleşen kütüphanede bugün Türkçe, Farsça ve Arapça dillerinde çok sayıda değerli basma ve yazma eserler ile suyolları haritaları bulunmaktadır.Dewey Onlu Sistemi’ne göre düzenlenmiş katalog ve Arapça baskılar kataloğu okuyucuların hizmetindedir. Mikrofilm, fotoğraf gibi istekler ve bilgisayar hizmetleri bağlı bulunduğu Süleymaniye Kütüphanesi tarafından karşılanır.
Hoca Kara Mehmed Muhyiddin b. Ali Bey el-Haracî tarafından yaptırılan mescidin h. 279/1475 tarihli vakfiyesinden, bu tarihten Önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Fâtih devri eseri olan mescidin çok zengin evkafa sahip olduğu da bilinmektedir.(evkaf=vakıflar)1887 ve 1959’da tamir gören kare planlı mescid; 1965 tarihinde halkın yardımıyla devrinden kalan minare kaidesi dışında tamamen yenilenmiş, duvarlar daha ince moloz taşıyla örülmüştür.
Müzenin bulunduğu Hasköy semtinin imarı Yeni Cami arsası istimlakı sırasında Eminönü’nde yaşayan Yahudilerin bölgeye yerleştirilmesiyle başlar.(Bizans dönemi yerleşimini dikkate almazsak) Daha sonra İspanya’dan sürgün edilmiş Sefarad Yahudilerinin bölgeye gelmesiyle Hasköy Yahudi Mahallesi haline gelmiştir.
Eski Lengerhane ve Tersane binalarının onarılarak Rahmi Koç Müzesi haline getirilmiştir. Bu binalarla ilgili Wikipedia’da şöyle yazar;
“Lengerhane
Lengerhane, gemicilikte denize atılan zincir ve ucundaki çıpanın üretildiği yer anlamında kullanılır. 12. yüzyıldan kalma bir Bizans binasının temelleri üzerine 18. yüzyılda, 3. Ahmet döneminde, kurulmuştur. 3. Selim zamanında restore edilmiş ve Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Cibali Tütün Fabrikası’nın olmuştur. Binanın çatısı 1984 yılında çıkan bir yangında ciddi hasar görmüştür. 1991 yılında “Rahmi M. Koç Müzesi ve Kültür Vakfı” tarafından satın alınana kadar terk edilmiş durumda kalmıştır.Bu bölümdeki en dikkat çekici eserlerden bazıları Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’ne ait araştırma alet ve makineleridir. Ayrıca uçaklar, lokomotifler, tarihi araçlar gibi ulaşım araçları, oyuncuklar ve modeller, matbaa makineleri, iletişim aletlerinin sergilendiği Lengerhane binasının yanında “Café du Levant” adlı Fransız mutfağı ağırlıklı bir restaurant bulunmaktadır.
Tersane
Günümüzde Rahmi M. Koç Müzesi sergi alanı olarak kullanılan tersaneler, 1861 yılında Şirket-i Hayriye tarafından vapurların bakım ve onarımı için yapılmıştır. Tersane müze için alındığı zaman 14 adet bina, marangozhane ve kızaklardan oluşmaktaydı.Bu bölümde sergilenen eserler denizcilik koleksiyonu, bilgisayar tarihine ait objeler, motosiklet ve bisikletler, at arabaları, kağnılar, klasik otomobiller, raylı ulaşıma ait eserler, tarımla ilgili objeler, zeytinyağı fabrikası ve su altı koleksiyonudur.
Ayrıca Rahmi Koç galerisi de bu bölümde yer almaktadır.”Koç müzesi ile ilgili ayrıntılı bilgiye müzenin web sitesinden ulaşabilirsiniz.
Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii Karaköy kat otoparkının yanındadır. Kemankeş Mustafa Paşa tarafından 1642 yılında Saint Antonio Kilisesi arsası üzerine yaptırılmıştır. Cami kapısındaki kitabe 1766 tarihini yazmaktadır bu tarih muhtemelen caminin onarım tarihidir.
Caminin hemen yanındaki sübyan mektebi ve çeşme Reisülküttab İsmail Efendi tarafından 1732 yılında yaptırılmıştır.Caminin giriş kapısının iki yanında Hz Süleymanın mührü olan altı köşeli yıldız (Fotoğrafta pek anlaşılmıyor) dikkat çekicidir. Yahudiliğin simgelerinden biri olduğu düşünülen bu yıldız şekli Osmanlı eserlerinde de kullanılmıştır.
Caminin banisi Kemankeş Kara Mustafa Paşa 4. Murat saltanatının son yıllarında ve 1. İbrahim saltanatının ilk yıllarında, 23 Aralık 1638 – 31 Ocak 1644 tarihleri arasında beş yıl bir ay sekiz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Arnavut kökenlidir. Ok atmadaki ustalığından dolayı “Kemankeş” denilmiştir. (Dönemin başarılı sadrazamlarından sayılır. Saray entrikaları Paşayı Padişahın gözünden düşürmüş, idama kadar götürmüştür. Paşa hakkında bazı kaynaklarda okuma yazma bilmediği yazmaktadır. Osmanlı’nın bu denli yüksek makamında bulunan kişinin okuma yazma bilmediği ne derece doğrudur bilinmez. Belkide saray entrika ve dedikodularından biridir bu…) Kemankeş Mustafa Paşa’nın Bayezid Camii ile Çorlulu Ali Paşa Camii arasındaki kendi medresesi yanında bulunan türbesine defnedilmiştir. Mustafa Paşa’nın türbesi şimdiki Çarşıkapı otobüs durağının bulunduğu yerdeydi. Yol yapılırken türbe ve medrese yıkılmıştır.
Muhyiddin Hammâmi tarafından yaptırılan camının kesin tarihi bilinmemekle beraber vakıf tarihi olan H. 907/1501’den önce yapıldığı anlaşılmakladır.Taş ve tuğla duvarlı, ahşap çatılı cami 1719 Balat yangınında harap olmuş. Melek Ahmet Ağa tarafından yanına bir mekteb ilavesiyle yeniden yaptırılmıştır. 1954’te işgal edilerek dökümhane olarak kullanılmış, daha sonra dernek tarafından ihya edilerek ihadete açılmıştır. Banisi mihrab önünde medfundur.