Girdi yapan

Örme Dikilitaş

Örme Obelisk de denilen Örme Sütun, günümüze kadar gelebilmiş olan 3 eski anıttan birisidir. Roma döneminde Konstantinopolis’in araba yarışlarının yapıldığı Hipodrom’un tam ortasında, yarış alanını ikiye ayıran ve “spina” olarak adlandırılan bir set bulunmaktaydı.

Sphendon Duvarı

Hipodrom, Bizans İmparatorluğu dönemindeki büyük bir eğlence ve yarışma mekânıydı. Ancak Hipodrom’un inşası sırasında, güneybatı bölümü oldukça eğimli bir araziye sahipti. Düz bir yüzeye ihtiyaç duyulan bu alanı düzeltmek ve Hipodrom’u oluşturmak için oldukça ilginç bir altyapı kullanıldı. Bu altyapı, tonozlarla örtülü 25 hücreden oluşuyordu.

Firuz Ağa Camisi

Firuz Ağa Camisi, Sultan II. Beyazıt döneminin Hazinedarbaşı Firuz Ağa tarafından yaptırılmıştır ve 1491 yılında inşa edilmiştir. Bu caminin yapımında rol oynayan en dikkate değer isimlerden biri, caminin kapısında yer alan kitabeyle anlaşılacağı üzere, ünlü hat sanatçısı Şeyh Hamdullah Efendi’dir.

Alman Çeşmesi

İstanbul’un en önemli tarihi ve turistik merkezlerinden biri olan Sultanahmet Meydanı’nda, Sultan I. Ahmed Türbesi’nin karşısında bulunan Alman Çeşmesi, Prusya Kralı ve Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Türkiye’ye yaptığı ikinci ziyaretinin anısına yaptırılmıştır.

Theodosius Dikilitaşı (Obelisk)

Theodosius Dikilitaş, ilk olarak Mısır’ın antik dönemine dayanan bir geçmişe sahiptir. M.Ö. 1450 civarında, Mısır’ın III. Tutmosis hükümdarı için inşa edilmiş ve Karnak’taki Amon-Ra Tapınağı önüne yerleştirilmiştir. Bu antik dikilitaş, üzerinde net bir şekilde görülen Mısır hiyeroglif yazısıyla zenginleşmiştir. Yazı, Tutmosis’in babasının anısına Karnak’ta bir dikilitaş diktirdiğini ve Mezopotamya’da bir anıt inşa ettiğini anlatmaktadır. Dikilitaşın üzerinde ayrıca Firavun ile tanrı Amon Ra’nın resimleri de bulunmaktadır.

Yavuz Sultan Selim Camisi

Yavuz Sultan Selim Camisi, Yavuz Sultan Selim adına oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından Haliç ‘e hakim bir tepe üzerine inşa edilmiştir. İnşasına H.926/ M.1519’da başlanılmış ve H.929/ M.1522 tamamlanmış olduğu taç kapısı üzerindeki kitabesinden anlaşılmaktadır. Bazı yayınlar bu külliyenin mimarının Mimar Sinan olarak göstermiş ise de arşiv vesikaları eserin Mimar Acem Ali tarafından yapıldığını göstermektedir.