Ihlamur mesiresinin ‘mesire’ olduğu günlere ait bu fotoğrafı İstanbul’un ilk fotoğraflarını çekenlerden biri olan Vasil Kargopulo’nun objektifinden seyrediyoruz.  Fotoğrafın üzerinde herhangi bir tarih kaydı yok.
Fotoğrafta göz alabildiğince uzanan arazilerin tamamı tersane emini Hacı Hüseyin Ağa’nın malıymış. Ağa öldürülüp mallarına devlete kalınca taa Dolmabahçe sahilinden Pangaltı’ya kadar uzanan geniş arazi padişahın malı olmuş.
Sultan Abdülmecid’in emriyle Dolmabahçe Sarayı’ndan artan malzeme kullanılarak inşa edilen Ihlamur kasırları,padişahın günübirlik gezilerinde birkaç saat dinlenmek için kullandığı iki odalı küçük yapılar. Ortasından Fulya deresi geçen vadinin iki yamacı Yıldız’dan Teşvikiye’ye kadar Üçüncü Selim ve İkinci Mahmud’un yeni ordu birliklerinin ok ve tüfek talim alanıydı. Bu atış denemelerinin hatırası olan birkaç nişan taşı Yıldız yamaçlarında, Ihlamur yokuşunda ve Teşvikiye Camii’nin avlusunda hala duruyor.
Fotoğrafta kasrın arkasından kıvrıla kıvrıla çıkan yokuş bugünkü Topağacı’na ulaşan Ihlamuryolu Caddesi… Yokuşun solunda gözüken taş ise bugün aynı cadde üzerinde bulunan 54 numaralı apartmanın bahçesinde kalan İkinci Mahmud’a ait nişan taşı.
1909’da tahta geçen bülbüllerin sesi dinlemekten hoşlanan romantik ruhlu Sultan Mehmed Reşad Ihlamur Kasrı’nı elden geçirtir ve yaz aylarında neredeyse her hafta uğrayarak kasırların ıhlamur ağaçlarıyla dolu bahçesinde gezinir. Fotoğrafın en sağında gözüken tek katlı bina ise Lamartine’in hatıralarında İstanbul’u ziyareti sırasında birkaç saat konakladığını anlattığı Hacı Hüseyin Ağa’dan kalma bağ evi olmalıdır.

Kaynak: Meriç Emre Akiz