Sarayburnu’nda yer alan Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli ve etkileyici yapılarından biridir. Saray kompleksinde yer alan iki sahil kasrından biri olan Sepetçiler Kasrı, günümüze ulaşabilmiş nadir yapılar arasında yer almaktadır. Bu yazıda, Sepetçiler Kasrı’nın tarihçesi ve günümüzdeki kullanımı hakkında bilgi vereceğiz.
Sepetçiler Kasrı, 1643 yılında Sultan İbrahim tarafından inşa edilmiştir. Sarayın dış bahçesi ve sahilinde bulunan kasırlar, konaklar ve sahil sarayları arasında günümüze ulaşan tek kasırdır. 1730-1751 yılları arasında hüküm süren Sultan Mahmud döneminde 1739 yılında kapsamlı bir şekilde restore edilmiştir. Birkaç bakım çalışması yapılmış olmasına rağmen, 19. yüzyılın ortalarına kadar büyük değişiklikler olmadan varlığını sürdürebilmiştir. Ancak, Kırım Savaşı sırasında Robertson tarafından çekilen bir fotoğrafta, Sepetçiler Kasrı’nın açık divanhane bölümünün tamamen kapatıldığı ve tüm konsolların kaldırıldığı görülmektedir. Bina bir kışlayı andırıyordu. Sepetçiler Kasrı padişah kayıklarını barındırıyordu.
Kasrın en büyük odasında, çatı içinde gizlenmiş büyük bir ahşap kubbe bulunmaktadır. Sultan Mahmud döneminde gerçekleştirilen restore çalışmaları sırasında, Sultan için Yalı Kasrı’na doğru liman tarafında yeni bir bölüm eklenmiştir. Kubbenin boyalı ve yaldızlı süslemeleri, 18. yüzyıl boyunca korunmuştur.
Sepetçiler Kasrı, Cumhuriyet Dönemi’nin başlarında askeri ecza deposu olarak kullanılmış, daha sonra tamamen terk edilmiştir. 1980’lerde, kasrın restorasyon çalışmaları turistik bir restorana dönüştürmek amacıyla başlatılmıştır, ancak daha sonra bazı bölümlerin Türkiye Basın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Uluslararası Basın Merkezi olarak kullanılması kararı alındı. 2011 yılından itibaren Türk Yeşilay Cemiyeti’ne tahsis edilen Sepetçiler Kasrı, şu anda Türk Yeşilay Cemiyeti Genel Merkezi olarak ve etkinlik mekânı olarak kullanılmaktadır.