Topkapı Sarayı’nın sahildeki en eski köşklerin­den biri olan İncili Köşk, Cirit Meydanı’nın arkasın­daki Marmara Denizi’ne bakan surların hemen önünde, Ahır Kapı ile Değirmen Kapı arasındaki sur duvarının burcu üzerinde bulunuyordu. Köşk, 1591’de Vezir Koca Sinan Paşa tarafından Mimar Davut Ağa’ya yaptırılıp 3. Murat’a armağan edilmiş­tir. Yapı kubbesinden sarkan inci salkımı biçimin­deki süslemelerinden dolayı, Avrupalılar tarafından

“İncili Köşk” adıyla anılmıştır” . incili Köşk, başta 1. Mahmut olmak üzere çeşitli padişahlar tarafından onartılmıştır.

Osmanlı saray mimarisinin en ilginç örneklerin­den biri olan İncili Köşk, 17. Yüzyıl’dan itibaren Topkapı Sarayı’nı gösteren bütün gravürlerde karşı­mıza çıkmaktadır. Buna karşılık, seyahatnamelerde, köşkün mimarisi ile ilgili anlatımlar son derece ye­tersizdir. Büyük bölümünde iç mekanı anlatılmış veya yanlızca ismi verilerek geçilmiştir. S. Hakkı Eldem, 17. Yüzyıl gezginlerinin köşkün kendisinden çok 1. Ahmet döneminde inşa edilen çeşme ve uzun bir süre ayakta olan Tusotiris Ayazması önün­deki olaylarla ilgilendikleri için yapının kendisini İhmal ettiklerini belirtmektedir” .

18. ve 19. Yüzyıllarda yazılmış olan seyahatna­melerde de köşkle ilgili geniş anlatımlara rastlana-mamıştır. Ancak buna karşılık, köşk, Saraybur-nu’nda bulunan yapılar arasında sanatçıların en çok ilgisini çekenlerden biridir. İncelenen dönem içinde yapılmış Topkapı Sarayı’nı tasvir eden bütün pano­ramik resimlerde gerçeğe uygun şekilde yansıtılmış­tır. Yanısıra, köşkün, hepsi de birer belge değeri taşı­yan üç adet gravürü bulunmaktadır.

İncili Köşk’ü ayrıntılı olarak gösteren en erken ta­rihli gravür Hilair’a aittir. Dikdörtgen plan şemasında inşa edilen köşk, kalın sur duvarı­nın üzerine oturtulmuştur. Duvarın önünde yeralan burçtan yararlanılarak bir çıkma oluşturulmuş ve buraya, gravürde görülen ahşap kepenklerle örtülü bir cumba eklenerek çıkma daha da belirginleştiril­miştir. Cumba ile sur iki kemerli kavisli bir duvarla birleştirilmiştir. Sur duvarıyla köşk arasına, aynı za­manda dekoratif özelliğe sahip taş konsollar yerleşti­rilmiştir. Konsolların yanlızca sol tarafta, balkonun al­tındaki bölümleri görülebilmektedir, sağ taraftakiler kavisli duvar tarafından örtülmüştür.

Köşkün orta salonu, diğer mekanlardan daha yüksek tutulmuştur ve üzeri tekne tonoz şeklinde bir kubbeyle örtülüdür.

Castellan tarafından yapılmış olan gravür, köş­kün 19. Yüzyıl başlarındaki durumunu ayrıntılı şe­kilde yansıtmaktadır. Köşkün Hilair’ın gravüründeki köşkten farkı; orta salonun kubbe ile örtülü olması, cumbanın kepenk yerine kafes ve kalın perdelerle örtülmesi ve cumba ile sur arasındaki duvarın üç kemerli olmasıdır.

İncili Köşk’ü gösteren son gravür Jouannin’e ait­tir. Gravürden, sanatçının köşkü Hilair ve Castellan’dan kopya olarak çalıştığı anlaşılmaktadır .

Topkapı Sarayı’nın gözde köşelerinden biri olan İncili Köşk, özellikle, güzel İznik çinileriyle kaplı du­varları, altın yaldızlı kubbesi ve zevkli iç dekorasyonuyla ünlüydü . Köşk, padişahlar tarafından, yeni­çeriler ve saray oğlanları arasındaki tomak ve cirit oyunlarını izlemek için kullanılırdı” . 3. Selim, köş­ke daha çok Osmanlı donanmasının gerçekleştirdi­ği tatbikat ve gösterileri izlemek için gelmiştir.

İncili Köşk, 2. Mahmut’un saltanat yıllarında göz­den düşmeye başlamış, 19. Yüzyıl ortalarında ise neredeyse tamamen terkedilmiştir. Köşk, bakımı pahalıya malolduğu gerekçesiyle 186l’de” veya demiryolu yapımı sırasında, 1871’de” ortadan kaldırıl­mıştır. Günümüzde köşkün yanlızca çıkma duvarı, konsollarının bir bölümü ve çeşmesi ayaktadır.