İstanbul’un en önemli tarihi ve turistik merkezlerinden biri olan Sultanahmet Meydanı’nda, Sultan I. Ahmed Türbesi’nin karşısında bulunan Alman Çeşmesi, Prusya Kralı ve Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Türkiye’ye yaptığı ikinci ziyaretinin anısına yaptırılmıştır.
Çeşmenin planları Kaiser’in özel danışmanı Mimar Spitta tarafından çizilmiş, yapımını ise Mimar Schoele üstlenmiştir. Ayrıca Alman mimar Carlitzik’le İtalyan mimar Joseph Antony da bu projede çalışmışlardır. Çeşme, II. Wilhelm tarafından (kanalizasyon giderleri dahil) yaptırılmış ve Osmanlı hükümetine teslim edilmiştir. Kitabesi Ahmed Muhtar Bey tarafından yazılmıştır. Çeşmenin giriş bölümünde bir bronz plaka üzerinde de Almanca olarak bir kitabe bulunmaktadır.
Tipolojik olarak çeşmeden çok şadırvan modeline yakın bir tasarıma sahip olan Alman Çeşmesi, Rundbogenstil çizgisinde görünmektedir. Çeşmenin kagir ve metal bütün yapısal öğeleri, Almanya’da hazırlanmış; mermer ve değerli taşlardan oluşan malzemesi orada işlenmiş ve gemiyle İstanbul’a taşınarak 1901’de şimdiki yerine monte edilmiştir.
Alman Çeşmesi, temelde, en genel çizgisi içinde sekizgen bir şadırvan olarak tanımlanabilir. Yapıt, sekizgen planlı ve yüksek basamakla çıkılan bir platform, bir su haznesi ve sekiz kolonla taşınan bir kubbeden oluşmaktadır. Sekizgen tabanın yedi kenarında benzer kompozisyonlar içinde çeşmeler vardır. Güneydeki kenarı ise merdiven olarak düzenlenmiş ve böylece çeşmeye bir ön cephe kazandırılmıştır.
Kenarlara aksiyal olarak yerleştirilen çeşmelerin geniş ve uzun yalağı, dairesel kesitli bir teknedir. Musluklar döküm metaldendir ve diyagonal yerleştirilmiş kare musluk tablalarına bağlanmıştır.
Alman Çeşmesi, hiçbir figüratif motifin kullanılmadığı bezemesi, çeşme tipolojisi açısından özgün şeması, politik ve anısal içeriği ve anıtsal kalitesi ile önemli bir mimari yapıttır.
Alman Çeşmesi, yapıldığı tarihte (1. Dünya Savaşı öncesi) Türk-Alman dostluğunun simgesi olarak sunulmuştur. II. Wilhelm’in İstanbul ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktasıydı. Wilhelm’in ziyareti, Osmanlı İmparatorluğu’nun dönemin siyasi ve ekonomik konjonktüründe Alman İmparatorluğu ile yakınlaşma çabalarının bir ifadesiydi.
Bu bağlamda, Alman Çeşmesi, iki ülke arasındaki dostluğun bir nişanesi olarak görülmüştür. Çeşme, aynı zamanda, II. Wilhelm’in Osmanlı İmparatorluğu’na verdiği değerin bir göstergesi olarak da yorumlanmıştır.