İstanbul’un önemli ulaşım merkezlerinden biri olan Kabataş, pek çok kişinin sandığının aksine Beşiktaş’ın değil Beyoğlu ilçesinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Fındıklı ile Dolmabahçe arasında kalan bu şirin Boğaziçi semti, iskelesi ve sahilindeki “hadika taşı” ile meşhurdur.

Fotoğraf: H. İbrahim Üzmezoğlu

Fotoğraf: H. İbrahim Üzmezoğlu

Kabataş’ın adı hakkındaki rivayet odur ki; bugün At Meydanı olarak bildiğimiz yerdeki Bizans eseri Güngörmez Kilisesi, fetihten sonraki yıllarda baruthaneye çevrilmiş ve bulutların gökyüzünü sardığı bir fırtınada düşen yıldırım bu kiliseyi şiddetle infilak ettirmiş. Kiliseden yayılan parçaların bir kısmı Adalar’a, Galata’ya, Üsküdar’a, en büyük parçası da Kabataş’a ulaşmış. Semte adını veren ve 4 asır yerinde duran bu taş, Köse Kethudası Mustafa Necip Efendi tarafından yalısını tamir ettirirken yontturulup iskele haline getirmiş. Osmanlı tarihinde kayıkların yanaştığı bir iskele olan Kabataş, lodos fırtınalarından fazlaca etkilendiğinden, Sultan Abdülmecid 1850 yılında burada bir liman inşa etmiş, hatıra olarak da bir yüzü deniz cephesine, diğer yüzü de Küçük Liman’a bakan, kayıtlara “hadika” adı ile geçen taş bir abide koydurmuş. (Hadika, Osmanlı’da saray bostan ve bahçeleri için kullanılan bir deyimdir.) Üzerinde sultanın tuğrası bulunan bu taş anıtın bir yüzünde limanın faydaları anlatılmış, diğer yüzünde de Abdülmecit’e söylenen dualara yer verilmiş:

Bu sulardan geçince furtuna hengâmi kayıklar

Hatrı hufu ile nasa gelürdu dehşeti uzma

Bu limanı O cevheriz ihsan edecek icad

Kabataş oldu gevher pare-i emniyet derya

Reha buldukça tendbaddan zevrak çeler bunda

O şahı rüzgârın fitnesinden saklasın rüzgâr
Kitabenin deniz tarafındaki Sultan Abdülmecit’e söylenen sözler ise şöyledir;

Bu manzume ile Ziver tam olursa nola tarihim

Kabataş oldu bu liman ile bak cayı emniyet (1267)

Üzerinden geçen uzun yılların etkisiyle çatlayan ve yazıları silinmeye başlayan liman abidesi “Hadika” 1987-1988 yıllarında TBMM Başkanlığı’nca onarılmış, günümüzdeki şeklini almıştır.

Kaynak: Beyoğlu Gazetesi

2 cevaplar
  1. Öznur Gökhan
    Öznur Gökhan says:

    Harika bilgiler için teşekkürler. Hergün işe gidip geldiğimiz yerdeki taşın anlamını öğrendik.

  2. KEBİR ÜNAL
    KEBİR ÜNAL says:

    Taşın fotoğrafına ve dolayısı ile bahsi geçen restorasyon sonrası ortaya çıkan duruma da ışık tutmuş oldunuz. Lütfen fotoğrafa dikkatlice bakınız. Sonra da vaktiniz olursa taşı bir ziyaret edin.En az üç duyguyu arka arkaya yaşarsınız.
    Önce şaşıracak, sonra yüzünüz harici bir yerinizle gülmeye başlayacak, en sonunda da içinizin sızladığını fark edeceksiniz.
    On yıllardır bu durumda ve biz “İstanbullular” milyonlarca kez önünden geçip gidiyoruz.

Yorumlar kapalı.