Fatih Vatan ve Millet caddelerinin kesiştiği noktadadır. İstanbul’da Bursa mimari geleneğiyle inşa edilmiş iki camiden birisidir.(diğeri Mahmut Paşa Camii) Caminin 1473 yılında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Murat Paşa’dır.
Harita üzerinde görmek için tıklayın.
Genelde kıyıda köşede kalmış eserler hakkında yazıyordum. Bilindik yerler ile ilgili veriye ulaşmanın da güç olduğunu gördüm. Arama motorlarına “İstanbul Üniversitesi Kapısı” yazarak arama yaptığınızda sadece görsel veriye ulaşabiliyorsunuz. Bir derleme yapmak iyi olacak diye düşündüm. Birçok kez gördüğünüz bu istanbul Üniversitesi kapısı, üniversite ve Beyazıt Meydanı hakkında bir derleme…
İstanbul’un ve Türkiye’nin ilk üniversitesidir. Rektörlük makamı ile bazı fakülteleri Beyazıt’ta, kampusu ise Avcılar’dadır.Kuruluş tarihi 1 Ağustos 1933 olmakla birlikte geleneksel anlamda, 2.Mehmed’in İstanbul’da tesis ettiği ilk medresenin devamı sayılır.Günümüzde ki İstanbul Üniversitesi, 1933’te kapatılan Darülfünun’un yerini almıştır. Devamını Oku
İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında, Boğaz’ın Karadeniz’e açıldığı kuzey ucundadır. Çeşitli efsanelerde adı geçen bu fenerin önündeki kayalıklar ile ilgili en eski mitolojik öykü Argonatlar’a dayanmaktadır.
Mitolojiye göre altın postu bulmak için Karadeniz’e doğru kürekli gemilerle yola çıkan Argonatlar buraya da uğramışlardır. O çağda kıyıdan 100 m. kadar açıkta yer alan çarpışan kayalıklar diye bilinen Simplegat kayaları aralarından geçen gemileri birbirlerine çarparak yutarlarmış. Argonatlar bu kayalıklardan geçmek için yanlarında getirdikleri kuşları kayalara yaklaşınca Devamını Oku
Ünlü Türk Şairi Tevfik Fikret’in 1906-1915 yılları arasında yaşadığı ev olan AŞİYAN; 1940 yılında eşi Nazime Hanım’dan İstanbul Belediyesi tarafından satın alınıp, 1945 yılında Edebiyat-ı Cedide Müzesi olarak açılmıştır. Daha önceleri Eyüp mezarlığında bulunan naaşı, 1961 yılında doğal görünümü ile çok beğendiği bu bahçeye nakledilmiş ve bu tarihten sonra müze “Aşiyan Müzesi” adını almıştır.
Tevfik Fikret, evinin projelerini kendisi çizmiş, Farsça “Yuva” anlamına gelen Aşiyan kelimesini Devamını Oku
Feshane ile ilgili kendi sitesinde şöyle yazmakta;
Feshane 1839 yılında Padişah Abdülmecit’in fermanıyla Osmanlı ordusunun fes ve aba ihtiyacını karşılamak amacıyla kuruldu. Ülkemizin gerçek anlamda ilk tekstil sanayi kuruluşu olan Feshane, 1851 yılında Belçika’dan getirilerek monte edilen kolonlarla, çelik konstrüksiyon yapının dünyadaki ilk örneklerinden biri oldu. Buharlı dokuma tezgâhları da yurtdışından getirilen Feshane, 1866 yılında döneminin en gelişmiş dokuma fabrikası olarak yenilendi.Feshane’de dokunan kumaşlar, 1855 Paris 3. Uluslar arası Sergisi’nde, 1863 İstanbul Sergisi ‘’Sergi-i Umum-i Osmani’’ ve 1893 Chicago Uluslar arası sergisi’nde sayısız altın madalya ile ödüllendirildi. 1939 yılında o zamanki adıyla ‘’Feshane Mensucat A.Ş ‘’ kapatılarak, Sümerbank Defterdar Fabrikası dönüştürüldü.1986 yılında ise Haliç çevre düzenleme çalışmaları nedeniyle tahliye edilen fabrikanın 8000 m2 lik büyük dokuma salonu aslına sadık kalınarak restore edildi.
Feshane’yi harita üzerinde görmek için tıklayın.