İstanbul Eminönü ilçesi, Sarayburnu’nda Topkapı Sahil Sarayı’nın yanında bulunan bu köşk, Sultan 3. Selim’in annesi Valide Sultan tarafından 1789–1791 yıllarında yaptırılmıştır. Daha önce burada bulunan Şevkiye Ocağı’ndan ötürü de bu köşke Şevkiye Köşkü adı verilmiştir. Bunun yanı sıra Serdab Köşkü ve Yeni Köşk olarak da tanınmıştır. Bu köşk Sarayburnu’ndaki 1862 yangınında yanmış, 1871 yılında arsası üzerinden Sirkeci Demiryolu geçirilmiştir.
Clarke Pouqueville, Hammer, De Beau Mont’un notlarından ve Melling’in gravürlerine dayanılarak bu köşkün Marmara surlarına oturtulmuş, ahşap duvarlı bir kat ile kâgir duvarlı bir bodrumdan meydana geldiği anlaşılmaktadır. Köşkün Osmanlı sivil mimarisinde yaygın olan sofalı eyvanlı divanhane biçiminde yapıldığı sanılmaktadır. Doğu-batı ekseninde uzanan divanhane beyzi planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Bunun yanında dikdörtgen planlı bir de eyvanı vardı. Köşkün kurşun kırma çatısı altında bu kubbenin gizlendiği görülmektedir. Sofanın güney yönünde, küçük bir aralığın arkasında padişaha ait bir oda, kuzeyinde de buna simetrik valide sultan odası bulunuyordu. Bu iki oda cepheden ileriye taşarak ana sofadan ayrılmıştır. Üç eyvanlı plan tipindeki köşkün bu bölümleri arasına da küçük odalar yerleştirilmiştir.
Bodrum katı mermer zeminli olup, ortasına fıskiyeli bir havuz ve ona bağlantılı selsebiller olduğu gezginlerin notlarından öğrenilmektedir. Sıcak yaz aylarında harem halkının serinlemek için buraya gelmesinden ötürü de köşke Sertab ismi verilmiştir.
İstanbul ili Adalar ilçesi, Büyükada Çankaya Caddesi’nde bulunan bu köşkün 20. yüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır.
Köşk 10527 m2’lik bir alanda üç katlı ahşap olarak yapılmıştır. Yapımından bir süre sonra Emperyal Oteli olarak kullanılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra 1929’dan itibaren Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır.
Büyük bir bahçe içerisinde olan köşke mermer döşeli bir köprü ile girilmektedir. Orta sofalı plan tipinde olan köşkün sol yanına kâgir bir kule ile üzerine bir seyir balkonu yerleştirilmiştir. Sofanın çevresinde odalar yer almaktadır. Birinci katta dört büyük oda, ikinci katta on oda, üçüncü katta da dokuz oda bulunmaktadır. Otel olarak kullanıldığı sırada üzerine bir de çatı katı eklenmiştir.
Köşkün sekiz sütunlu girişinin üzeri balkon ve kapalı bir mekân olarak düzenlenmiştir. Oda ve sofaların tavanları kabartma motifler ve kalem işleri ile bezelidir.
İstanbul ili, Üsküdar ilçesi Bağlarbaşı-Beylerbeyi arasında, Kuşbakışı Sokağı’nda Abdülmecit Efendi Köşkü’nün karşısında bulunan bu köşk Mısır Hıdivi İsmail Paşa tarafından 1870 yılında yaptırılmıştır. Köşk 1910 yılında Şehzade Ömer Hilmi Efendi’nin mülkiyetine geçmiştir.
Ömer Hilmi Efendi Sultan V. Mehmet Reşat’ın oğlu olup, 1886 yılında doğmuş, 1935’te de ölmüştür.
Köşk harem ve selamlık olmak üzere 50 dönümlük, içerisinde çam ve meyce ağaçlarının bulunduğu geniş bir bahçe içerisinde yapılmıştır. Köşkün harem kısmı 1921 yılında yanmıştır. Yanan bölümde 21 oda bulunuyordu. Selamlık kısmı günümüze gelebilmiştir. İki katlı köşk kâgir bir bodrum üzerine iki ahşap kattan meydana gelmiştir. İçerisinde bir salon ve dokuz odası bulunmaktadır. Selamlık kısmının sol tarafında hizmetli daireleri ile ahırlar bulunmaktadır. Kuşbakışı Caddesi ile İcadiye-Bağlarbaşı yolun açılan iki kapısı vardır. Bunlardan Kuşbakışı Caddesi’ndeki girişinin yanına yığma taştan bir su terazisi yapılmıştır.
Sırlar sanıldığı gibi, ölüm döşeğinde birinin bir diğerinin kulağına fısıldamasıyla taşınmazlar, sırların çoğu zaten vardır, bir gün biri onu fark ediverir. Bu keşif kimseye zarar vermeyecekse söylenir. Lakin her sır herkes tarafından açıklanamaz, sırrın sır olduğunu bilen biri gerekir. İşte Beyazıt Kulesi’nin sırrı da böyle bir hikayedir. Devamını Oku
Sultan Abdülaziz tarafından 1865 yılında Agop ve Sarkis Balyan’a yaptırılan bina 1911 yılında bir yangında ahşap kısımları yanmış. 1950’li yıllara kadar ayakta duran duvarları yıktırılmış. Yerine 80’li yıllarda kat otoparkı yapılmış. Günümüz ve eski fotoğrafıyla beraber.