Kanlıcadadır. Gazi İskender Paşa Türbesi caminin yanıbaşındadır. Mimar Sinan eseri olması dolayısıyla birçok web sitesinden hakkında bilgi bulunabilecek bir eser. Baktığım kadarıyla wikipedia‘da oldukça ayrıntılı bilgi mevcut. Fakat resim ve haritadaki yerleri yoktu…
Gazi İskender Paşa Camii’ni harita üzerinde görmek için tıklayın.

İstanbul ili Eminönü ilçesinde Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda, Darphane-i Âmire’nin Babüs-Selam tarafına bakan kuzeydoğu köşesinde bulunuyordu. Bu köşk Sultan 2. Mahmut (1808–1839) tarafından 1832 yılında yaptırılmıştır. Bu köşkün bulunduğu yerde daha önce Sultan 3. Ahmet’in (1703–1730) 1726’da yaptırdığı aynı isimli iki katlı bir köşk bulunuyordu. Sultan 2. Mahmut’un yaptırmış olduğu köşk 20. yüzyılın başlarında yıktırılmış günümüze yalnızca zemin katının duvarları gelebilmiştir.
Sultan 3. Ahmet döneminde yaptırılan köşkün doğu cephesi Melling’in gravüründe görülmektedir. Bu gravüre göre Osmanlı sivil mimarisi özelliklerini yansıtan bu yapının kâgir zeminli, ahşap olduğu anlaşılmaktadır. Köşkün Darphane’nin iç avlusuna bakan iki çıkması bulunuyordu. Bu çıkmalar eli böğründelerle desteklenmişti. Üst kat duvarlarında çift sıra halinde pencerelere yer verilmişti. Bu pencerelerden alttakiler kepekli, üstekiler de tepe pencerelidir.
Sultan 2. Mahmut döneminde yapılmış olan köşkün 19. yüzyıla ait fotoğraflarında güneydoğu ve kuzey cepheleri görülmektedir. Sedat Hakkı Eldem bu fotoğraflara dayanarak köşkün restitüsyon projesini hazırlamıştır. Buna göre Osmanlı sivil mimarisinde sıkça uygulanan orta sofalı ve yan sofalı bir plan şemasının burada uygulandığı görülmektedir. Cephe tararsımı dönemin ampir mimari üslubundadır. Köşkün zemin katı kesme, köfeki taşlı ve tuğla dizilidir. Birinci ve ikinci kat duvarları içeriden ve dışarıdan bağdadi sıvalıdır. Katlar boyunca dikdörtgen söveli pencereler sıralanmıştır. Bunlardan üst kattaki pencereler ahşap pervazlarla çerçevelenmiştir.
Köşkün ana yapısı doğu ve kuzey cephelerinin eksenlerinde, güney cephesinin iki yanında ve zemin kattan başlayan çıkmalarla hareketli bir görünüm elde edilmiştir. Köşkün iki girişi olup, bunlardan asıl giriş Darphane’nin iç avlusuna bakan güney cephesinin eksenindedir. Diğer kapı ise kuzey cephesinde Kozbekçileri Kapısı’na inen yola açılmaktadır. Günümüzde görülebilen bu kapı iki yandan mermer plasterle çevrelenmiştir. Bu köşkte de zemin kat ile birinci katta orta sofalı plan tipi uygulanmıştır. Dikdörtgen planlı büyük sofanın çevresinde ikişer oda ile birer helâya yer verilmiştir. Katlar arasındaki bağlantıyı üç kollu merdivenler sağlamaktadır. İkinci kat diğerlerine göre daha küçük olup, burada yalnızca sofanın Alay Meydanı’na bakan eyvanı ile yanındaki daireler bulunmaktadır.

Fatih Karabaş Mahallesindeki Ebu Zer Gifari Camii yanındaki yer kabir değil makamdır. Sadrazam Şehit Ali Paşa tarafından 1716 yılında, bir rüya üzerine, aynı rüyadaki işaretle inşa edilen Çınarlı Çeşme Mescidi’nin bitişiğine yaptırılmıştır. “Bu kabri eyledi ihya Şehit Ali Paşa” mısraıyla mescidi yaptıranın kimliği belirtilmektedir. Sultan 2. Mahmut’un annesi Nakşıdil Valide Sultan, bu mescid ve makamı 1812 yılında kesme taştan yeniden yaptırmış, burası için de bir vakıf tahsis etmiştir. Devamını Oku

İstanbul Eminönü ilçesi, Sultanahmet’te Yerebatan Sarnıcı’nın üzerinde bulunan bu köşk 18. yüzyılın ortalarında yapılmıştır. Osmanlı sivil mimari özelliklerini yansıtan bu köşk günümüze ulaşamamıştır.
Zemin katın üzerinde iki katlıdır. Zemin katın büyük bir bölümünü avluya açılan büyük bir taşlık meydana getirmiştir. Bu taşlığın çevresinde servis birimleri ve üzerindeki hamamın alt yapısı bulunuyordu. Buradan bir merdivenle de Yerebatan Sarnıcı’na iniliyordu. Konak taşlık, harem ve selamlık bölümlerinden meydana gelmiştir. Zemin katı kare kesitli ahşap dikmeler üzerine oturtulmuştur. Bu bölüm dikdörtgen planlı sofalar ve bunların çevresindeki odalardan oluşmuştur. Harem ve selamlık sofaları bir koridorla birbirine bağlanmıştır. Selamlık merdiveninin tek yönlü olmasına karşılık harem merdiveni taşlıktan iki yönlü olarak başlamaktaydı. Bu düzenleme konağın birinci ve ikinci katları arasındaki merdivenlerde de tekrarlanmıştır.
Konağın ikinci katında karnıyarık plan düzeni kullanılmış, ortadaki salonun etrafına odalar sıralanmıştır. İçerisi barok üslupta bezemelerle süslü idi. Özellikle tavan göbeklerinin bezemelerinden kaynaklarda söz edilmektedir. Bu konak bilinmeyen bir tarihte yanmış ve yok olmuştur.

İstanbul Üsküdar ilçesi, Çengelköy’de bulunan bu köşk, İstanbul’un Ermeni ailelerinden Köçeoğulları tarafından 19. yüzyılın başlarında yapılmıştır. Köşk 2. Mahmut döneminde (1808–1839) Miri Emlâk’e katılmış, 20. yüzyılın başlarında o yıllarda Şehzade olan 6. Mehmet’in mülkiyetine geçmiştir. Köşkün Çengelköy’deki Köçeoğlu Yalısı ile de bağlantısı bulunmaktadır. 6. Mehmet tarafından bir takım değişiklikler yapılmış, kuzey yönüne doğru genişletilmiş ve üzerinde yer aldığı setin güneyine de yeni bir köşk daha yapılmıştır. 6. Mehmet’in ölümünden sonra varislerine geçen köşk Cumhuriyet döneminde yıktırılmıştır.
Köçeoğlu Köşkü iki katlı olup, zemin katı kâgir, üst katı ahşaptır. Burada da Osmanlı mimarisinde geleneksel olan orta sofalı, eyvanlı plan tipi uygulanmıştır. Zemin kat oldukça basık tavanlı olup burada köşeleri pahlı dikdörtgen planlı bir taşlık bulunuyordu. Girişin önündeki sahanlık üst katta da kâgir sütunlar tarafından çevrelenmiştir. Bu sütunların toskana üslubundaki başlıkları yapının dört cephesinde de kademeli çıkmaların köşelerinde uygulanmıştır. Zemin kattaki taşlığın kuzeyindeki eyvandan üç kollu bir merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Üst katın ortasında beyzi planlı bir sofa bulunmakta olup, bunu odalar kuşatmıştır. Çatı altında gizlenen oldukça basık bir kubbenin örttüğü sofanın güneyinde merdivenlerin kuşattığı bir sahanlık bulunmaktadır. Sofanın doğu ve batı yönlerine dışarıya taşan dikdörtgen planlı büyük bir oda ile eyvanlar arasında kalan yerlere de dört ayrı oda yerleştirilmiştir.
Köşkün cephesi zemin katta üst kattakilere göre daha küçük boyutlu pencerelerle çepeçevre kuşatılmıştır. Üst kattaki pencereler diğerlerinden daha büyüktür. İlk yapımında demir parmaklıklı olan bu pencereler ahşap panjurlarla örtülmüştür.
Köşkün girişinin önüne dikdörtgen planlı bir havuz, arkaya da suni kayalarla bezeli, üzeri köprülü küçük bir havuz yapılmıştır. Köşkün kuzeydoğu yönünde bulunan Ağalar Dairesi ile Köçeoğlu Yalısı ile birlikte yıkılmıştır.

Eski İstanbul’u #Hayallemek

Eski ve yeni fotoğrafları yan yana getirerek zamanın kente etkisini çarpıcı şekilde görmek mümkün oluyor. Eski ve yeni kolajlarını #hayallemek etiketiyle Twitter'dan paylaşıyorduk. Bugün mail yoluyla bize ulaşan Ali Cihan Akyüz…

Öncesi sonrası ile Tophane

İsmini Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Cihangir'den alan semte bakıyorsunuz. Fotoğrafçının makinesini koyduğu yer ise Tophane Kışlası'nın talim alanı. Fotoğraf 1889 öncesine ait. 1889 öncesi yazmamın sebebi fotoğrafta…

Dünya Sağlık Sokak 1969 ve günümüz

#Taksim Dünya Sağlık Sokak'ın 46 yıl öncesini #hayallemek ... The Marmara Otel'in Gümüşsuyu'na bakan sokağın 1969'daki ve günümüzdeki hali.  

Macar Kardeşler Caddesi’nde #hayallemek

#Fatih Macar Kardeşler Caddesi'nin günümüz fotoğrafı ile 1960 yılındaki fotoğrafının kolajlı hâli. 1960'lı yıllarda yol genişletmek için caddenin sol tarafı yıkılmış. Kolajda kullanılan eski fotoğraf 1960'ta yapılan…

The Marmara yokken…

Taksim Meydanı'nda The Marmara Oteli yokken yerinde ne vardı? Bu sorunun cevabını veren bir kolaja bakıyorsunuz. 1973 yılında inşa edilen otelin olduğu yere ait 1969 tarihli bir fotoğraf... #hayallemek #Taksim #Beyoğlu #istanbul…

Taksim Meydanı’nda Turist Ömer’i #hayallemek

Turist Ömer Uzay Yolunda filminin çekildiği günleri #hayallemek . 1973 yapımı filmin tanıtımı için şehrin sembol mekanlarında fotoğraflar çekilmiş. O fotoğraflardan biri günümüz fotoğrafı ile bir arada... 1970'te yanan AKM…

Yavuz Er Sinan Camii’nin eski günlerini #hayallemek

Yavuz Er Sinan Camii önünde eski günleri #hayallemek .. Unkapanı Eski Sebze Hali'nin olduğu yer. Günümüzde #Unkapanı Köprüsü'nden #Eminönü 'ne döndüğünüz nokta. Merak edenler için camiye ismini veren "Yavuz Er" hikayesi burada…