Fatih Haydar Mahallesi’ndedir. Hacı Ferhad Ağa tarafından 1532 yılında yaptırılmıştır. Yangınla harap olan cami, 1968 yılında Vakıflar ve halkın yardımıyla tamir edilmiş. Camiyi yaptırtan Ferhat Ağa’nın türbesi mihrap duvarı önündedir.
Hacı Ferhad Ağa Camisini harita üzerinde görmek için tıklayın.
Kasımpaşa Camisinin denize bakan tarafında askeriyenin karşısındadır. Türbe duvarındaki kitabede şunlar yazmaktadır;
Mehmet Türabi Efendi, Tersane-i Amire’de çalışan Osmanlı gemicilerinden olup, aynı zamanda Kadiri Tarikatının da şeyhi idi. 1812 yılında ölmüştür. Daha önce Kasımpaşa’da Kadiri Tarikatına ait bir tekke yaptırmış ve tekkesinin yanına da türbesini eklemiştir. Bu tekke 20. yüzyılın ortalarında yanmış, kalan bölümleri kum ve tuğla deposu olarak kullanılmış, 2004 yılında da tamamen yıktırılmıştır.
Günümüze gelen türbe, dikdörtgen planlı, düz çatılı bir yapıdır. Duvarları moloz taş ve tuğladan örülmüştür. Cephesinde tuğla dizileri peşpeşe sıralanmış ve bu da yapıya bir orijinallik katmıştır. Türbenin Haliç’e yönelik cephesinde bir çeşme, onun her iki yanında da üçer penceresi vardır. Ayrıca giriş cephesinde kapının yanı sıra üç penceresi daha bulunmaktadır. Türbenin diğer cepheleri iki yanındaki yapılara bitişiktir.
Türbenin içerisinden tavan eski gemi direklerinden yapılmış desteklere dayanmaktadır. Burada tersaneden çıkmış demir raylar kullanılmış ve böylece hiçbir yapıda görülmeyen bir iç düzenleme ile burada karşılaşılmaktadır.
Türabi Baba’nın mezarı ahşap bir şebeke ile çevrilmiştir. Türbe içerisinde Şeyh Mehmet Türabi Efendi’nin, Şeyh Ahmet Efendi El Kadiri (1832), Şeyh Seyit Halil Kadiri (1851), Şeyh Ali Kuzu El Kadiri (1861), Şeyh Hasan Rıza El Kadiri (1876), Şeyh Ali Rıza Efendi ile Kadırga Mimarı Mustafa Ağa (1599) ile kimliği bilinmeyen altı kişiye ait toplan on üç mezar bulunmaktadır.
Türbe duvarı üzerindeki çeşme, kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan 2. Abdülhamit devri (1876–1909) deniz amirali Şükrü Paşa tarafından onarılmıştır.
Tekke binası, İstanbul’un işgali sırasında, milli mücadele için asker ve cephane toplanan önemli bir merkez olarak kullanılmış. Bina tekke ve zaviyelerin kapatılmasının ardından bir müddet Kasımpaşa Güreş Kulubü olarak kullanılmış. 1927 yılında Kasımpaşa Spor Kulübü’nde yetişen gençlerin Dünya şampiyonu olmasının ardından, Mustafa Kemal Atatürk okunması için gençliğe hitabesini tekkeye gönderir ve hitabe okunarak törenle duvara asılır. Böylelikle bina, Gençliğe Hitabe’nin okunduğu ilk yerlerden biri olarak tarihe geçer. 1975’te geçirdiği yangının ardından bina, zamanla bakımsız kalarak çökmüş, günümüze ancak türbe bölümü ulaşmıştır. Beyoğlu Belediyesi’nin girişimiyle, orijinaline uygun olarak 2007 yılında restore edilerek tekke “Turabi Baba Kütüphanesi” ne dönüştürülmüştür.
Türbenin içerisindeki Kuran 1975 yılındaki tekke yangınında hasar görmemiş. Bölge ahalisi bu durumun bir hikmeti olduğuna inanmıştır. Bu Kuran türbe içerisinde sergilenmektedir.
Turabi baba türbesini harita üzerinde görmek için tıklayın.
Vefa Kilise Camii yada Molla Gürani Camii olarak bilinir. Yapı, Hagios Theodoros Kilisesi olarak 11. yüzyıl sonu 12. yüzyıl başlarında inşaa edilmiş. Klasik Yunan haçı planına göre yapılmış. Caminin şerefesinde, üzerinde tavus kabartması olan bir taş kullanılmış. Devamını Oku
Fatih devri bilgin, şair ve devlet adamı Aşki Mehmet Efendi tarafından inşaa ettirilmiştir. Mescidin giriş kapısındaki kitabede Fatma Hanım tarafından 1822 yılında onartıldığı yazmaktadır. Yuvarlak kemerli ince uzunpencerelerinin uslubundan 2.Abdülhamit döneminde bir tamirat gördüğü anlaşılmaktadır. İlk yapıldığı dönemden bir iz kalmayan caminin banisinin kabri mihrab duvarının önündedir. Molla Askı Camisini harita üzerinde görmek için tıklayın.
Piyale Paşa Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520–1566) on dört yıl Kaptan-ı Deryalık yapmış ve birçok deniz savaşı kazanmıştır. Piyale Paşa’nın aslen Hırvat olduğu söylenmektedir. Müslüman olduktan sonra Abdurrahman ismini almış, Osmanlı sarayında Enderun’da yetiştikten sonra Kapıcıbaşı olmuştur. 1553–1567 yıllarında aralıksız 14 yıl Kaptan-ı Deryalık görevini sürdürmüştür. Bu dönemde Sakız ve Cebre adalarını ele geçirmiş İspanya, Fransa ve İtalya kıyılarındaki irili ufaklı 67 adayı Osmanlı topraklarına katmıştır. İspanya Kralı II. Philip’in donanmasını bozguna uğratarak kumandanını esir almıştır. Sultan II. Selim’in (1566–1574) kızı Gevherhan Sultan ile evlenmiş, saraya damat olmuştur. Bundan sonra üçüncü ve ikinci vezirliğe getirilmiş ve 1577 yılında ölmüştür.
Kasımpaşa’da cami, medrese, tekke, sıbyan mektebi, sebil, hamam, çarşıdan oluşan bir külliye yaptırmış, türbesini de onlara eklemiştir.
Türbe, düzgün köfeki kesme taştan sekizgen planlı olup, üzeri basık bir kubbe ile örtülmüştür. Klasik Osmanlı mimari üslubunda, oldukça sade bir yapı olan bu türbenin her cephesinde altlı üstlü ikişer penceresi vardır. Önündeki ahşap çatılı revak kısmı XVIII. yüzyılda yıkılmış, daha sonra buraya barok üslupta akantus başlıklı sütunların taşıdığı yeni bir revak yapılmıştır. Bu revak da günümüze gelememiştir.
Türbe içerisinde Piyale Paşa, oğulları ve kızlarına ait üçü ahşap onu mermer olmak üzere toplam on üç sanduka bulunmaktadır. Buradaki mermer lahitler kabartmalarla ve kalem işleri ile süslüdür. Ancak bu bezemeler 1990 yılında yapılan restorasyon sırasında bozulmuş ve özelliğini kaybetmiştir.
Günümüzde türbe, İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, ziyarete açıktır.