Arap Camii’nin yapım tarihi ve kim tarafından yapıldığı tartışmalıdır. Cami duvarındaki kitabede inşaa tarihi 717 olarak görülmektedir. İstanbul kuşatması için buraya gelen “Mesleme bin Abdülmelik” komutasındaki ordunun buraya cami inşaa ettiği(yada buradaki bir katedrali camiye çevirdiği) Arap ordularının buradan gittikten sonra kiliseye çevrildiği fetihten sonra tekrar cami olduğu görüşlerden birisidir.( Arap ordusunun 150.000 kişi ve 1700 gemisini kaybettiği kuşatma ile ilgili Arap ve Bizans tarihi metinlerde kuşatma sırasında bir caminin yapıldığı geçer.)
Diğer bir görüş ise Wikipedia’da yer alan şu metindeki gibidir.
“Dördüncü Haçlı Seferi’nde Kudüs yerine Konstantinopolis’i ele geçirmeyi yeğleyen Katolikler, 1200’lerin başlarında Pavlus’a adadıkları bir kiliseyi ve yanına Dominiken Mezhebine bağlı bir manastırı Galata’da yaptırmışlardır. Papaların da yakın ilgisini çeken bu manastır ve kilise, bir süre sonra mezhebin kurucusu olan “San Domeniko”nun adının da eklenmesiyle tanınır: San Paolo ve San Domeniko1475’te Fatih, kiliseyi camiye çevirterek vakfına katmıştır. Yirmi yıl sonra da, İspanya’dan çıkartılan Endülüs Arapları’nın bir kısmının, çevredeki mahallelere yerleştirilmesiyle cami, “Arap Camii” olarak tanınır. Caminin Araplara mal edilmesinin bir nedeni de, minareye çevrilen eski çan kulesinin 714’te Şam’da yaptırılan ünlü Emeviye Camii’nin özgün minaresini çağrıştırmasıdır.”
Yukarıda belirtilen iki görüşten hangisinin doğru olduğu bilinmiyor.
3. Mehmet ve 1. Mahmut’un annesi Saliha Sultan ve 2. Mahmut’un kızı Adile Sultan değişik dönemlerde camiyi onartmış; hünkar mahfili, sebil, çeşme, şadırvan gibi ögeler ekletmişlerdir. Özellikle Saliha Sultan’ın yaptırdığı onarımdan sonra caminin iç düzeni, mahfillerin, mihrabın barok ahşap tasarımlarıyla hayli değişmiştir. 1913-1919 yılları arasındaki kapsamlı onarım sonucu yapı büyük bir değişime uğrar: Avlu duvarı yıkılır, Cami genişletilerek yeniden yaptırılır. Bu tamirat sırasında zeminden çıkan Ceneviz`lilere ait kitabeli ve armalı mezar taşları Arkeoloji Müzesi`ne taşınmıştır. Yine bu onarımlar sırasında mihrabın yanındaki “Mesleme’nin Çilehanesi”, “Arap Baba Merkadi” ve çevrede sahabelere ait oldukları düşünülen kabirler düzenlenmiştir.
Cami çevresinin iş yerleri ile çevrili olması yapıyı boğmuş etraftan görülmesini engellemiştir.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Saraçhane binasının arkasında yer alır. 1707 yılında Ankaravi Mehmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Medresenin banisi Osmanlı şeyhülislamlarından kırk dördüncüsü ve Hanefi mezhebi fıkıh alimlerinden. İsmi Muhammed bin Hüseyndir. Ankaravi nisbetiyle veya Ankaralı Mehmed Emin Efendi diye meşhur olmuştur. 1619 senesinde Ankarada doğdu. Babası Hüseyn Efendi alim bir zat idi. İlk tahsilini babasından yaptıktan sonra İstanbula gelen Mehmed Emin Efendi, akli ve nakli ilimleri öğrendi. Şeyh-ül-İslam Yahya bin Zekeriyyanın hizmetinde bulunup mülazım (stajyer müderris) oldu. İlmi üstünlüğe ulaştıktan sonra, bazı medreselerde müderrislik yaptı.Mehmed Emin Efendi, Sultan 4. Mehmed zamanında sırasıyla Yenişehir, 1665 senesinde Bursa, 1668 senesinde Mısır, 1670 senesinde İstanbul kadılığı yaptı. Aynı sene içinde Anadolu kadı askerliğine yükseltildi. Altı sene kadar bu vazifede kaldıktan sonra Ankara kadılığına tayin oldu. Orada hem kadılık, hem ilim öğretmekle meşgul oldu. 1686 senesinde, Şeyhülislam Çatalcalı Ali Efendi vazifeden alınınca, onun yerine Şeyhülislamlık makamına yükseltildi. Bu şerefli ve yüksek vazifeyi bir sene bir ay yürüttükten sonra 1687’de İstanbul’da vefat etti. Sultan Selim Camii yakınında, Kovacı Dede Camii önündeki kabristana defnedildi.

Fıkıh ilmindeki derecesi çok yüksek olan Mehmed Emin Efendinin Fetava el-Ankaraviyye ve Mecmua-i Fetava adıyla bilinen fetvalarını topladığı bir eseriyle birlikte, Tefsiru Ayet-il-Kürsi adlı eseri vardır.
Medrese günümüzde “Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı” olarak kullanılıyor.



1630 yılında Evliya Çelebi’nin bir gece rüyasında Ahi Çelebi Camisi’nde Hz. Muhammed’i görüp “şefaat” dileyecek iken dili sürçüp “seyahat” dilemesiyle gezilerine başlamıştır.(Bu dil sürçmesinde bir hikmet olduğunu düşünerek seyahat etmeye başlamış ünlü “Seyahatname”sini yazmıştır)

Ahi Çelebi ve yaptırdığı cami

Ahi Çelebi Camii Eminönü Zindankapı’dadır. Hekim Ahi Çelebi yaptırmıştır. Ahi Çelebi (Ahi Çelebi Mehmet bin Tabib Kemal Ahi Can Tebrizi) 1432 yılında doğmuştur. Önceleri Candaroğulları’nın hizmetindeyken, daha sonra İstanbul’a gelmiş Mahmutpaşa semtinde hekimlik yapmıştır. Fatih Darüşşifasında hekimbaşı olmuştur. Fatih Sultan Mehmed’in hastalık döneminde perhiz yemeklerini hazırladı. 1524 yılında Mısır’da vefat etmiştir.Ahi Çelebi Camii (Ahi Evran, Yemişçiler, Kanlı Fırın Mescidi adları ile de tanınır) yapım tarihi tam bilinmemektedir. (Ahi Çelebi’nin yaşadığı dönem göz önünde bulundurularak 1500’lü yılların başı olarak düşünülebilir)

Ahi Çelebi Camii 2004 yılında harap halde iken Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmaya başlanmış 2006 yılında bitirilmiştir.(Bu restorasyon çalışması çok eleştirilmiştir) Caminin bulunduğu alana yakın İstanbul’un dört büyük mahkemesinden biri bulunuyordu.(Şu anda caddenin olduğu yerdeydi. Rüstem Paşa Camii’nin yanındaki sokağın ismi bu yüzden “Mahkeme Arkası Sokak”tır)

eminonuaa_4

1890-95 yıllarında Sultan 2.Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır. Saray mimarı Kirkor Amira Balyan’ın oğlu Bali Balyan (Sarkis Balyan’ın yaptığı da söylenir. 5 sene süren inşaatı farklı mimarların çalışması nedeniyle olabilir) tarafından Neobarok ve Ampir tarzında yapılmıştır. 27 metre yüksekliğindedir. Her bir cephesinde saat bulunur. Saatler Fransız imalatıdır. Saatçibaşı Johann Meyer tarafından takılan Paul Garnier markalı saat 1979`da kısmen elektronik sisteme çevrilmiştir ve çalışır durumdadır.


Ortaköy Ayios Fokas Rum Ortodoks Kilisesi, Muallim Naci Caddesi’nde hamamın kaşısındadır. Kilisenin ilk yapım tarihi tam olarak bilinmemekle beraber günümüzdeki hali 1856 yılında yapılmıştır.
Bizans İmparatoru Theophilos’un (832-842) hocası aynı zamanda Patrik olan İonnasis’in evi(çok görkemli bir ev olduğu söylenir) bu kilisenin hemen yanındaydı(Tarihçi Georgios Kethrios). 1997 yılında Mecidiye Köprüsü Sokağı başında kanalizasyon inşaatı yapılırken Bizans eseri olduğu anlaşılan tonozlarla karşılaşılmış sonra üzeri örtülmüştür. (Bu kalıntıların Patrik İonnasis’in evi olabileceğini düşünüyorum)

Eski İstanbul’u #Hayallemek

Eski ve yeni fotoğrafları yan yana getirerek zamanın kente etkisini çarpıcı şekilde görmek mümkün oluyor. Eski ve yeni kolajlarını #hayallemek etiketiyle Twitter'dan paylaşıyorduk. Bugün mail yoluyla bize ulaşan Ali Cihan Akyüz…

Öncesi sonrası ile Tophane

İsmini Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Cihangir'den alan semte bakıyorsunuz. Fotoğrafçının makinesini koyduğu yer ise Tophane Kışlası'nın talim alanı. Fotoğraf 1889 öncesine ait. 1889 öncesi yazmamın sebebi fotoğrafta…

Dünya Sağlık Sokak 1969 ve günümüz

#Taksim Dünya Sağlık Sokak'ın 46 yıl öncesini #hayallemek ... The Marmara Otel'in Gümüşsuyu'na bakan sokağın 1969'daki ve günümüzdeki hali.  

Macar Kardeşler Caddesi’nde #hayallemek

#Fatih Macar Kardeşler Caddesi'nin günümüz fotoğrafı ile 1960 yılındaki fotoğrafının kolajlı hâli. 1960'lı yıllarda yol genişletmek için caddenin sol tarafı yıkılmış. Kolajda kullanılan eski fotoğraf 1960'ta yapılan…

The Marmara yokken…

Taksim Meydanı'nda The Marmara Oteli yokken yerinde ne vardı? Bu sorunun cevabını veren bir kolaja bakıyorsunuz. 1973 yılında inşa edilen otelin olduğu yere ait 1969 tarihli bir fotoğraf... #hayallemek #Taksim #Beyoğlu #istanbul…

Taksim Meydanı’nda Turist Ömer’i #hayallemek

Turist Ömer Uzay Yolunda filminin çekildiği günleri #hayallemek . 1973 yapımı filmin tanıtımı için şehrin sembol mekanlarında fotoğraflar çekilmiş. O fotoğraflardan biri günümüz fotoğrafı ile bir arada... 1970'te yanan AKM…

Yavuz Er Sinan Camii’nin eski günlerini #hayallemek

Yavuz Er Sinan Camii önünde eski günleri #hayallemek .. Unkapanı Eski Sebze Hali'nin olduğu yer. Günümüzde #Unkapanı Köprüsü'nden #Eminönü 'ne döndüğünüz nokta. Merak edenler için camiye ismini veren "Yavuz Er" hikayesi burada…