Serencebey Yokuşu üzerinde tarihi avlu giriş kapısı vardır. Bu kapı Plevne kahramanı Osman Paşa Konağına aittir. Gazi Osman Paşa Tokat 1832 doğumludur. Beşiktaş’taki Askerî Rüşdiyede ve Kuleli Askerî İdâdîsinde (lisesinde) okudu. Harbiye’yi yirmi yaşında ikincilikle bitirdi. Harp Akademisine girdi. Çok parlak bir askeri kariyeri olan paşa Sırp ordusunu yendi ve müşir (mareşal) oldu (1876). Gazi Osman Paşa’yı bütün dünyaya tanıtan, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndaki savunma ve kahramanlıklarıdır. Bu hizmetlerinden ötürü Sultan 2.Abdülhamit Ortaköydeki Gazi Osman Paşa Konağını (Bir dönem Gazi Osman Paşa İlköğretim Okulu olarak kullanılan sonra otopark mafyası tarafından yakılan okul) ona hediye etmiştir. Daha sonra Sultan, Paşa için Serencebey Yokuşu’ndaki bahsettiğimiz yere büyük bir konak yaptırtmıştır. Gazi Osman Paşa uzun bir süre 2. Abdülhamid’in başyaverliğini yapmıştır. Dolayısıyla Sultanın en yakınındaki kişi olmuştur. 2. Abdülhamid’in iki kızı Paşa’nın iki oğluyla evliydi. Paşa 1900 yılında vefat etmiş Fatih Camii’nin haziresine defnedilmiştir.
Gazi osman Paşa’nın Konağı Cumhuriyet döneminde tütün deposu olarak kullanılmıştır. Konak 1950’li yıllardaki imar faaliyetlerine kurban gitmiştir.
Gazi Osman Paşa Konağının başınca geleni okuyunca yüreği sızlamayan bir Allah’ın kulu olacağını düşünemiyorum.
Ata yadigarınız hem de dünyaca tanınan ve bilinen gurur kaynağımızın mekanı böyle mi yapılmalıydı?
İstanbul’umuzun tarih zenginliği denizinde boğulmadan, olayı resimleyip somutlaştıran ve gözlerimizin önüne getiren ve de resim alt yazısı ile Paşamızı bir kez daha hatırlatan HAYALLE MEYE sonsuz teşekkürler.
Belediyelerce her yıl sadece Gazi Osman Paşa’nın Kabri başında anmak değil, yok olan tarihi değerlerimizin de panellerde dile getirilmesi lazım. İnanıyorum bu da olacaktır.
Türkiye’mizin her yerinde adı cadde, mahalle, ilçeye verilen Hatta adına üniversite kurulan kurumlarımızdan ses çıkmaması çok üzücüdür. İnşallah bundan sonra dile getirileceğini umuyorum. Selahattin Sarıçoban