Okçular Tekkesi Yıkılmadan Önce...

Okçular Tekkesi Yıkılmadan Önce...

Geçenlerde okuduğum bir gazetede rastladığım “Okçular Tekkesi yenileniyor” haberi üzerine bir derleme yapmak istedim. Böylelikle Okmeydanı ismi nereden geliyor? ve kent yağmacılığa nasıl kurban gider?  sorularının cevapları bu yazıda anlatmaya çalışalım.

Fatih Sultan Mehnet'in yaptırdığı namazgahtan kalanlar...

Fatih Sultan Mehmet'in Namazgahından günümüze kalanlar

Murat Bardakçı Okmeydanı ile ilgili 17 Kasım 2001 tarihli Hürriyet Gazetesinde şunları yazmış;

istanbul’u kuşattığı sırada karargáhını Kasımpaşa sırtlarına kuran Fatih Sultan Mehmet, okçularını yanıbaşında bulundurdu. ilk atış tálimleri hükümdarın yanında yapıldı ve okçular kuşatmaya buradan gittiler. Fatih, şehri aldıktan sonra Kasımpaşa sırtlarını okçulara tahsis etti, sınırlarını hudut taşlarıyla belirledi ve bu sınırların ihlalini kesin bir şekilde yasakladı.
Okçulara tahsis edilen bu geniş arazi, işte o tarihten itibaren ‘Okmeydanı’ adını aldı. Sultan 2 Beyazıt, babası Fatih’in vakfını genişletti ve kuşatma sırasında Fatih’in otağını kurdurduğu yere bir ‘atıcılar (kemankeşler) tekkesi’ inşa ettirdi. buraya 1518’de bir minare yaptırıldı ve tekke ile minare 19. yüzyılın başında yenilendi.

1851 Yılında Okmeydanı

1851 Yılında Okmeydanı

Sızıntı Dergisinin Mart 1993 sayısında okçuluk ve Okmeydanı hakkında şu satırlar yer alır;

1912 Yılında Okmeydanı

1912 Yılında Okmeydanı

Osmanlı, okçuluğu geliştirmek için imparatorluğun çeşitli yerlerine spor sahaları kurmuştur. Sultan Orhan’ın Bursa’da yaptırdığı ‘Atıcılar” meydanından başlayarak Osmanlı şehirlerinde 30 kadar ok meydanı (meydan-ı Fir-Endâzan) tesbit edilebilmiştir. Bunların en meşhuru bugün “Okmeydanı” diye bilinen Haliç sırtlarındaki meydandır. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethini müteakip otağını kurduğu bu yere hususi ehemmiyet vererek okçuluğu ele almıştır. Vakfiyesinde bu yer için: “Burası o kadar mühimdir ki, buradan sert tırnaklı hayvan geçmeyecek mümkünse kuş uçurtulmayacaktır” diye söz eder.

Fatih’ten sonra okçuluğu geliştiren oğlu II. Bayezid, buraya tam teşekküllü (içinde zengin vakıfları, içtima ve spor salonu, aşevi, arşiv ve kütüphanesi bulunan) bir tekke kurar ve adına “Okçular Tekkesi” denilir ve zamanla Okmeydanı şehrin en ilgi çekici köşelerinden biri haline gelir.
Okçuluğun geliştirilebilmesi ve ok talimlerinin muntazaman yapılabilmesi için kurulan okçular tekkesi (spor klübü)’nin başında “Şeyhü’l-meydan Okçular şeyhi” denilen vazifelinin bulunduğu bu tekkelerde herşey usule, kaideye bağlanmıştı.
Okmeydanında talime başlamak isteyen “kabza talibi” atıcılar arasına kabul edilmeye layık görülürse, isteklinin eline merasimle yay verilir ve kendisine bir üstad (antrenör) gösterilirdi. Bu merasimde, bir atıcıda bulunması gereken vasıflar, atıcı namzedine uygun bir şekilde anlatılırdı. Atıcılar şeyhi tarafından kendisine bir belge (lisans) verilerek yay kullanma iznini aldığı bildirildikten sonra, hayatı boyunca sakınacağı şeyler ve yapacağı yazifeler gösterilirdi. Buna “kabza tes//m nasıhatı”denirdi. Herkesin elini yay verilmez, rastgelene atış usulleri öğretilmezdi.
Atışlara başlayan kimsenin tam bir atıcı olabilmesi için 900 gez (1 gez: 66 cm) mesafeye ok atabilmesi lazımdı. Bunu başarabilen talibin adı atıcılar siciline kaydedilirdi. Bu münasebetle yapılan merasim okçular şeyhinin önünde yapılır ve merasim sırasında üstadı tarafından yeni kemankeşin kulağına “Kemankeş sırrı” söylenirdi.
Günümüzde ağzından laf alınamayan kimseler hakkında kullanılan “Kemankeş Sırrı” tabiri, bize kişinin, kendi hünerini Hakk’ın inayetiyle birleştirmesinin zaruretini veciz bir katiyetle anlatır. Kemankeş namzedi, kabzayı ustasının elinden alırken, ustasının, bu işe talip olanın kulağına: “Ve ma ramayte iz rameyte velâkinnallahe ramâ: Ey bu işe talip olan, attığın zaman sen atmadın, fakat, Allah attı.” (Enfal/l7) ayetini okuyarak, namzedin sporculuk hayatı boyunca kazanacağı başarılardan dolayı, gurura kapılarak kulluk sınırını tecavüz etmemesi gerektiğinin şuurunu telkin etmektedir.

1946 Yılında Okmeydanı...

1946 Yılında Okmeydanı...

Okçular Tekkesi ile ilgili turkokculugu.com sitesi 1976 tarihli Hayat Dergisi haberini web ortamına taşımış. 70’li yılların fotoğraflarında görünen bazı nişan taşları günümüzde mevcut değil.  (gecekonduların temel taşlarına bakmak lazım)

Okçular Tekkesi tekrar inşaa edildiğinde...

Okçular Tekkesi tekrar inşaa edildiğinde...

Günümüzde top sahası olarak kullanılan Okçular Tekkesi İBB’nin bir projesiyle “Uluslararası Okçuluk Poligonu” haline getirilecek. Projeyi mimar Sinan Genim çizmiş.

Kemankeş Tekkesini harita üzerinde görmek için tıklayın.

1 cevap

Trackbacks & Pingbacks

  1. […] ismini veren “Okçular Tekkesi” temelleri üzerine tekrar inşa edildi. Uzun süren inşaat çalışması 29 Mayıs’ta […]

Yorumlar kapalı.