Yıllar sonra Beşiktaş’taki bu sokağa yolum düştü. Buradan geçerken; sokağın arkasında bulunan un fabrikasının değirmeninden gelen korkunç uğultuyu, Uzuncaova yangınında ahşap evlerden fırlayan kızgın çivileri ve damlarda su bidonuyla hortumlarla Beşiktaş ahalisini, cumbalardan birbirine çekilmiş çamaşır iplerini hatırlıyorum.
Müteahhit eli değmememiş halini hayal edin bu sokağın… Kent imar planlarının az katlı, müstakil ve mimari kimlik taşıyan bu tarz yapılaşmayı şart koştuğunu düşünün. Bölgenin bu şekilde yapılaştığını hayal edin. Birde 6 katlı asansörsüz daracık korkunç beton yığınlarının kaç lira edeceğini hesaplayın. Beşiktaş’ın sahile yakın bu mahallesinin nasıl ziyan edildiğini anlatabildim umarım.
Sokakla ilgili bir not… 1955-64 yılları arasında Behçet Necatigil o zamanki adıyla “Camgöz” olan sokağın 22 numaralı ahşap evde oturmuştu. Şimdi sokağın ismi “Altıntaş”…