Halk arasında sıkça ifade edilen ‘ateş pahası’ benzetmesi ‘pahalılık’ kavramını betimlemek için kullanılmaktadır. Bu tabirin Türkçe’ye geçişi ve günümüze kadar ulaşmasının hikayesi Kanuni Sultan Süleyman’ın (1495-1566) bir anısına dayanmaktadır.
Sultan 2. Abdülhamit’in British Library’de dijitalleştirilen ve kütüphane tarafından 16 – 17 numaraları verilen albümü. Albümde Kağıthane’deki Mandalarda yer alıyor… Birgün yolunuz düşerse TEM otobanı kağıthane viyadüğü altında halen bir manda çiftliği mevcuttur. Arıcılar istikametine doğru yapılan yeni yol üzerindeki birkaç küçük gölette mutlulukla yüzen mandaları görebilirsiniz. Robert Koleji, Kabataş, Sultanahmet ve yine boğaz…
İstanbul’u gezmek isteyenler için güzel bir fırsat. İstanbul Belediyesi Turizm Müdürlüğü trafından düzenlenen “Kültür Elçileri” programı şöyle olacak;
Gedikpaşa’dadır. Cami 17. yüzyılda Divan katipliği yapan Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır. Minber Sadık Ağa tarafından sonradan eklenmiştir. 1850’li yıllarda yangında hasar gören cami 1868 yılında Hacı Ali adındaki bir hayırsever tarafından onartılmıştır.
Prens adalarını sayalım; Büyükada, Heybeliada, Sedefadası, Yassıada, Sivriada, Kaşık, Tavşan, Kınalı, Burgaz… Dokuz ada. Fakat Bizans kaynaklarında on tane adadan bahsedilir. Peki bu bizim bilmediğimiz ada hangisi?
Süleymaniye’de İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi’nin önündedir.
Laleli semti, Lale zamanı, Laleli Baba türbesi. Laleli ile Şehzadebaşı arasında uzanan Gençtürk Caddesi üzerindeki Kemalpaşa Camisinin haziresi… Padişah 3. Mustafaya acı bir ders, semtede ismini veren Laleli Baba’nın türbesine birileri düşünerek lale ekmiş…