Merkep Bağırtan
Fotoğraf Cihangir Camii’nin giriş kapısının olduğu yer yani Samanyolu Sokak’tan çekilmiş.
2006 yılında İstanbul’un tarihi eserlerinin harita üzerinde işaretlenmesi ve fotoğraflanması ile ilgili projede çalışırken web üzerinde bu eserlerle ilgili kaynak bulunmadığını fark ettim. Amatörce bir blog üzerinde gezdiğim noktaların fotoğraflarını ve hikayelerini Haziran 2007’de paylaşmaya başladım. Zamanla www.hayalleme.com büyüdü her gün yüzlerce kişi tarafından ziyaret edildi.
Fotoğraf Cihangir Camii’nin giriş kapısının olduğu yer yani Samanyolu Sokak’tan çekilmiş.
En geniş yeri 750 metre olup doğusu, güneyi be batısı falez halindedir. Çınar (115 m), Manastır (93 m) ve Teşvikiye (115) tepeleri bulunmaktadır. Ağaçları en az, fakat denize girme olanakları en fazladır. Çok az rıhtım yapıldığı için denizle kucaklaşması, çevre yürüyüş yollarını romantizm içinde tutar. Deniz kıyısı boyunca kahve ve lokantalar sıralanır.
Abbasağa Parkı’nın Beşiktaş’a bakan kısmında yer alan Abbas Ağa Camii semte ismini vermiş. Parkın bir kısmı bu camiye ait mezarlıktan oluşmuş.
İstanbul Kalkınma Ajansının eş finansmanı ile Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu koordinatörlüğünde, İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği ve İstanbul Rehberler Odası desteğinde yürütülen ve 7 Kasım 2014 tarihinde tanıtım toplantısı gerçekleştirilen “Yeni Bir Turizm Rotası Olarak Büyük Usta Mimar Sinan” projesi çalışmalarına devam ediyor.
Bu fotoğraf 1920’li yıllardan. Dolmabahçe’nin üst tarafında çekilmiş. Günümüzde bu alanın üzerinde Swissotel ve Taşlık Parkı (İnönü Heykeli’nin olduğu park) var.
Manuel I. Kommenos adalar hakkında yazdığı bir listede, Tavşanadası (Neo-Andros) için ‘’Manastırı da vardır’’ kaydını koymuştur. Manastırı Patrik İgnatios’un burada tesis ettiğini Nicetas Paplogones’in kayıtlarından anlıyoruz (J. Pargoire, Les Monasteres de Saint Ignace les plus petit ilots de archşpel des princes, Sofia, 1901). 1158’e kadar mevcudiyeti bilinmektedir. Adada harap halde görülen Spilia, Aya Yani (Ayios […]
1930’lu yıllarda Galata Kulesi… İstanbul’un en çok fotoğraflanan yerlerinden biri elbette Galata Kulesi. Fotoğrafta kulenin meşhur külah çatısının olmadığını göreceksiniz. Bu çatı 1850’lerin sonunda bir fırtınada uçmuş. 1967 yılına kadar yukarıda gördüğünüz formda kalmış. 1967’de biten restorasyon sonrası meşhur külah şeklindeki çatı geri gelmiş.