İlkçağlarda Emin Liman anlamına gelen “Panormos” adıyla anılan Burgazadası hemen birkaç yüz metre önündeki Kaşıkadası ve Heybeliada arasında, gerçekten sert rüzgarlara kapalı sakin bir limandır. Önceleri tüm nüfusu Rum balıkçılardan oluşan bu adaya 1950’lerde Musevi zenginleri rağbet etmeye başlamış, eski köşkler restore edilmiş, yeni güzel villalar yapılmıştır. Adanın güzel ahşap köşklerinin çoğu kıyıda Gezinti Caddesinde ve adanın tek tepesi olan Hristos Tepesine (Bayrak Tepe) yakın Gönüllü ve Mehtap sokaklarındadır. Kalpazankaya adıyla anılan kayalık kısmı denize girilen en güzel köşelerindendir.
Sait Faik Müzesi
Türk yazınının özellikle kısa öyküleriyle tanınmış önemli ustalarından olan Sait Faik’in 1939-1954 arasında yaşadığı bu köşk şimdi müze haline getirilmiştir. Yapı daha önceleri Spanudis Köşkü olarak bilinirdi. Öykülerini genellikle insan sevgisi, doğa insan ilişkisi, deniz, İstanbul temaları üzerine kuran Sait Faik’in eserlerinde, bu evde otururken tanıdığı Burgazadası ve Rum balıkçılar özel bir yer tutar.
İohannes Prodromos Kilisesi
Burgazadası silüetinin kubbesiyle göze çarpan bu yapısı Patrik Metodios’un 842’de yapılan kilisesinin yerine 1896’da inşa edilmiştir. Ünlü bir keşiş olan Metodiosikonaklazma akımına karşı çıktığı için imparator tarafından Burgazadası’na (Antigone) sürülerek bir yeraltı zindanına hapsedilmişti. Yedi yıl burada kaldıktan sonra serbest bırakıldı. İmparator ölüp yerine ikona taraftarı olan karısı Teodora geçince Metodios’a patriklik ünvanı verilerek zindanın bulunduğu yerin üstüne büyük bir kilise yapıldı. İşte bugünkü Prodromos Kilisesi de eski kilisenin yerine yapılmıştır.
Kalpazankaya
Adanın tam arkasında yer alan Kalpazankaya’ya 30 dakikalık bir yürüyüşle, bir fay tonla veya denizden bir motorla ulaşabilirsiniz. Bir tarafı çamlık, bir tarafı deniz olan bu yerde bir gazino vardır. Gazinonun girişindeki heykel, ünlü yazar Sait Faik Abasıyanık’ın öykülerinin bir bölümünü yazdığı yere konmuştur. Her yıl 21 Mayıs günü adalılar burada toplanmakta ve Sait Faik’i anmak tadırlar.
