Beyazıt (Patrona) Hamamı, Sultan 2. Beyazıt’ın 1501-1506 yılları arasında yaptırmış olduğu külliyenin bir parçası olarak inşa edilmiştir. İstanbul’daki en büyük hamam olması nedeniyle “Hamam-ı Kebir” ve Patrona Halil İsyanı’nın çıkış noktası olması sebebiyle de “Patrona Halil Hamamı” olarak da bilinmektedir.
Hamam, hem erkekler hem de kadınlar kısımlarına sahip bir çifte hamamdır. Yan yana olan ve kısmen taştan inşa edilmiş bu iki bölümün büyük kubbeli soyunma yerleri cadde kenarında yer alırken, erkekler kısmının girişi yüksek sivri kemerli bir taç kapı karakterindedir ve caddeye açılırken, kadınlar kısmının kapısı yan sokakla bağlantılıdır. Her iki kısım da aynı planda inşa edilmiştir, ancak kadınlar kısmının camekân bölümü biraz daha ufak tutulmuştur.
Hamamın soğukluk bölümlerinin giriş eyvanlarının iki yanında kubbeli hücreler bulunmaktadır. Esas soğukluk ise üçer kubbelidir. Sıcaklık bölümleri ise dört eyvanlı tipte olup, köşelerde halvet hücreleri yer almaktadır. Arkada ise boydan boya külhan uzanmaktadır. Hamamın dikkat çekici bir özelliği de suyunun aynı yerdeki çok derin ve geniş bir kuyudan dolapla çekilmesidir. Bu hamam, Türk hamam mimarisinin bugün ayakta kalabilmiş mimari nispetlerin ahengi bakımından en gösterişli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
1920’lere kadar ayakta duran ağaç dolap günümüzde ortadan kalkmış olsa da, muazzam kuyu hamamın külhanı ile Hasan Paşa Medresesi arasında kurumuş olarak durmaktadır.
Beyazıt Hamamı 2010’lu yılların başlarında kapsamlı bir restorasyona girmiş ve 26 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul Üniversitesi bünyesinde “2. Bayezid Türk Hamam Kültürü Müzesi” olarak kullanıma açılmıştır. İstanbul’da tarihi ve mimari bir şaheser olarak yerel ve yabancı turistlerin ilgisini çeken yapı ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir. Müze Cumartesi-Pazar günleri hariç 09:00-16:30 saatleri arasında açıktır.