Arşive göz atarken Safiye Sultan Çeşmesi’nin fotoğraflarına rastladım. Çeşmeye ait İSKİ’nin yaptığı çalışmada aşağıdaki satırlar yer almış.
Aksaray’da halıcılarda, halıcılar köşkü sokaktan Oğuzhan caddesine çıkarken hemen soldadır. Tek yüzlü sokak çeşmesi görünümündedir. Barok dönem eseri olan çeşme onarım geçirmiş ve çatısı tamamen betonla kaplanmıştır. Ayna taşına kadar gömülü kalmıştır.
1749 yılında yapılan çeşmenin banisi 2. Mustafa’nın kızı Safiye Sultandır. Kitabe Ebubekir Paşa oğlu Elhac Süleyman tarafından yazılmış.
Kemerinin üzerinde büyük bir yer tutan kitabe bozulmuştur:
“ O âb-ı rû-yi hilafet cihan-bânın”
“…………………………Safiye Sultanı”
“ Cihanda eyle tûl-i ömr……………”
“ ……hayr ile şâyan-ı rahmet it anı”
“ ……bu çeşme-i dil-cû………………”
“ Akıtdı lûleden atşâna âb-ı hayvanı (1163)”
“ Musîb su gibi ezberledim dü târihini”
“ Ki âb-ı zemzem dil-teşne eyler insanı”
“ Ne ayn-ı dil-keş-ü nev yapdı hasbeten l’llah”
(1163)
“ Çün itdi Hak muvaffak Safiye Sultanı”
(1163)
DUVAR ÇEŞMESİ
Tarihin ruhuna dokur durur
Şu harap, şu garip duvar çeşmesi
Alnına ihmalin gölgesi vurur
Şu harap, şu garip duvar çeşmesi.
Dişleri dökülmüş bir yaşlı gibi
Duvarları tuğlalı taşlı gibi,
Bize küskün ve çatık kaşlı gibi
Şu harap, şu garip duvar çeşmesi.
Yalağını kaptırmış yükselen yola,
Hüzünle bakınır sağa ve sola,
Çürüyen taşları vermiş kol kola,
Şu harap, şu garip duvar çeşmesi.
Her gece gördüğü hep aynı rüya,
Çürüyen lülesi hasrettir suya,
Çığlığını kim işite, kim duya,
Şu harap, şu garip duvar çeşmesi.
Doç. Dr. Halil ALTUNTAŞ 17.12.2017 Ankara