Günümüzde Galata kulesinin hemen yanıbaşında duran Bereketzade Çeşmesi 18. yüzyıl yapısıdır. Asıl yeri olan Bereketzade Mescidi’nin olduğu yerde 15. yüzyıl yapısı bir çeşmenin yerine yapılmış 1957 yılında günümüzdeki yerine taşınmış. Bu özet bilginin ardından ayrıntılı Bereketzade Çeşmesi tarihçesi…
Fatih Sultan Mehmed’in Müezzinbaşısının aynı yerde bulunan çeşmesi Defterdar Mehmed Efendi tarafından yenilenmiştir.
Galata kulesinin ilk dizdarı Bereketzade Hacı Ali bin Hasan’ın “Bereketzade mescidi” diye anılan caminin yanında iken 1957-1958 yıllarında bugünkü yerine nakledilmiştir. Bu sebeple çeşme “Bereketzade çeşmesi” diye anılmakta ise de bereketzade ile hiç bir alâkası yoktur.
Hazinedar Azmicemal Kalfadan sonra çeşme 1910’larda “İstanbul Şehri Muhibleri Cemiyeti”nin teşebbüsü ile Evkaf Nezareti Sermimarı Ziya Bey nezaretinde yeniden tamir edilmiş, kırık mermerleri ve çalınmış olan dilimli kurnaları yeniden yaptırıldığı gibi üzerine bir saçak inşa edilmiş, 1957 -1958 yıllarında da şimdiki hali ile bugünkü yerine nakledilmiştir.
Kitabe şairleri 1145 tarihli kitabe Galatalı Hafıza Tamir kitabesinin şairi Nazım’dır. Beyoğlu galata da, galata kulesinin dibindeki meydanda duvara bitişiktir. Tek yüzlü duvar çeşmesidir. Lale devri süslemeleriyle bu dönemin tüm özelliğini yansıtmaktadır. Onarılmış ve iyi durumda olan çeşmenin suyu yoktur.
Oymalı kemerin üstüne yerleştirilen kitabe taşında çeşmenin tarihi altı kıtalık bir manzume ile anlatılmıştır:
“ Ayn-i şefkat menba’-ı âb-ı zülâl-i merhamet”
“ Mehd-i şevket mâder-i Sultan mahmud-ül fial”
“ Derc-i ismet Valide Sultan ki oldu dâimâ”
“ Kârı fikr-i bâkiyat-ı salihata iştigal”
“ Sıdkla bir hayr-i câri itdi kim girmez ele”
“ Su yerine kılsalar mahzen dolusu bezl-i mâl”
“ Yâ’ni şehr-i müslime âbâd ile Tophanenin”
“ İhtiyac-i âbdan ittikde halkı arz-ı hal”
“ Gûş idüb tab’ında cû –yi merhamet cûş eyledi”
“ Hızr-ı tevfik-i ilâhi oldu rah-ı hayre dâl”
“ Eyledi nageh biniş bir gün kemerler semtine”
“ Nur-i ayn-i Hazret-i Hakan-ı İskender-misâl”
“ Gör şu te’yid-i hayy-i tevfik-i feyz-i mutlakı”
“ Suyu sâfi âba vâfi eylemekde eyler hayâl”
“ Âb-ı rûyin kûhsar itdi ayağına nisar”
“ Kıldı yaşın çeşme-i hayvan yolunda hâkimal”
“ İtdiler hem çeşmeler bünyâd idüb irva-yi dehr”
“ Kıldılar hem fazlasını taksim-i ashab-ı celâl”
“ İşte ez-cümle bu cû-yi kevser-âsâ çeşmeyi”
“ Defteri şıkkıevvel yapdı bâ-ihlâs-i bâl”
“ Ol Muhamed nam-ı mahmud-ül mesâir kim odur”
“ Hayrhah-ı saltanat âb-ı rû-yi ehl-i kemal”
“ Su gibi ezberleyüb Hâfız okur tarihini”
“ İç Muhammed aşkına ma’ çeşmeden âb-ı zülâl”
Bu kitabenin biraz altında biri sağda, diğeri solda iki küçük kitabe daha vardır. Sağdakinde.
“ Hâfızâ bir olub dü mısra’ider”
“ İki tarihi çeşme-i taksim”
(1145)
Soldakinde ise:
“ Ma’ bu tesnim-i cû-yi cennetden”
“ Akdı iç aynân-ı tecriyan-ı naim”
(1145)
yazılıdır.
Küçük çeşmelerin açılmış yelpaze şeklindeki tezyinatlarının üstünde, sağdakinde “ Besmele”, soldakinde de “ Aynen fiha..” âyeti vardır. Kemerin altında ise “ Maşallah” dan sonra üç buçuk kıtalık bir tamir kitabesi yer almaktadır:
“ Bânisi oldu mukaddem Fatih’in müezzini”
“ İşbu izzetle bu ayni böylece inşa kılan”
“ Bunları devr-i felek kıldı harab ender harab”
“ Her taraftan kalmadı bânisini yâd eyleyen”
“ Mehd-i ulyânın mübarek dîdesine rast gelüb”
“ Der-akab ihyasına emreyledi ol sayeden”
“ Hazinedar Azmicemal kim sayesinde nâm alub”
“ Can-ü baş üzre deyüb ta’mirin ihya itdiren”
“ Mehd-i ulyâya duâ kılsa sezâ ehl-i zemin”
“ Bir tarafda zat-ı pâki bir taratda bendeden”
“ Cümle hayrata sâi oldular Allah içün”
“ Rahat olmıya bunu inkârda olan lâfzen”
“ Binde bir düşer didi Nâzım nazif tarihini”
“ İç bu ma’-ı kevseri Azmicemal icra eden”
(1260)
Bu kitabenin altında orta çeşmenin ayna taşında da “ Ve minel mai külle sey’in hay” âyeti yazılıdır.