Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’ndan emekli olan Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya bir veda gecesi düzenlendi. Gecede Prof. Dr. İlber Ortaylı, asli müessesem dediği Galatasaray Üniversitesi’ne döndüğünü söyledi.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’ndan emekli olan Prof. Dr.İlber Ortaylı’ya, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı bir veda gecesi düzenlendi. Topkapı Sarayı Mecidiye Köşkü’nde düzenlenen veda törenine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, Ayasofya Müzesi Müdürü Dr. A. Haluk Dursun, Başaran Ulusoy ve çok sayıda davetli katıldı.
İlber Ortaylı, ‘7 yıl sona erdi, biraz fazla kaçırmışım daha evvel gitmem lazımdı. Bundan sonra işimi yapacağım, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeyim” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise yaptığı konuşmada, “İlber Hoca, çok değerli bir tarihçi. Hatta insanlar ona, ‘tarihi sevdiren insan’ diyorlar, güler yüzle anlattığı için. Tarih bilgisini büyük ölçüde popülerleştirdi. Bizim de zaten buna ihtiyacımız vardı. İnsanlar tarihimizi bilsinler” ifadelerini kullandı. Ortaylı’nın alanındaki başarısına da değinen Günay, onun ilminin Türkiye sınırları dışında da bilindiğini vurguladı.
Topkapı Sarayı’nın dünya tarihinin müstesna mekanlarından biri olduğunu ifade eden Günay, ‘Fakat bu mekan, taşıdığı tarihsel öneme uygun bir değerlendirme içinde değildi. Topkapı Sarayı’nın sınırları içinde Sayın Ortaylı’nın başladığı dönemde, benim de devraldığım dönemde 5 yıl önce aklınıza gelen bütün kamu kurumlarının işgali vardı. Sağlık Bakanlığı’nın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Milli Savunma Bakanlığı’nın… Zaman içinde bu işgallerin hepsini ortadan kaldırdık. Ayasofya ile Aya İrini arasında gecekondular vardı. İnanılmaz kötü kullanımlar vardı. Tarihi mekana, bir imparatorluk merkezine yakışmayan işgaller vardı. Bunların hepsinden kurtulduk. Adım adım iyileştirmeye çalışıyoruz. Önceki dönemde Topkapı Sarayı’nın, Sur-u Sultan’ın içine otobüsler giriyordu, onu arkadaşlarımız engellemişti, biz de gecekonduları çıkarmaktan başladık. Bu mekana adım adım geldik’ diye konuştu.
Şimdi Mecidiye Kuleleri’nde çalışıldığını, bu yaz sonunda tadilatın biteceğini anlatan Günay, yakında Mecidiye Köşkü’nün de restorasyonunun başlayacağını belirtti.
Ertuğrul Günay, ‘Burası insanın kendi bedenine özenmesi gibi her dakika özen isteyen bir mekandır’ dedi. Günay, Ortaylı’nın uzun süre hizmet ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
‘Şimdi belki bilimsel çalışmalarına daha ağırlık verecek olan bir konuma, üniversiteye dönecek ama kendisinden rica ettim, o da kabul etti, eğer benim ricama karşılık verdiği sözden bir süre sonra yorgunlukla vazgeçmezse, özel bir biçimde ayrıca bütün bu konularda kendisine danışacağız. Zaman zaman ülkemizi içeride, dışarıda temsil etmek görevini kendisinden rica edeceğiz. Son zamanlarda Topkapı Sarayı’nı dünyanın gündemine getirecek olan önemli adımları attı.’
Topkapı Sarayı ile dünya müzelerinin ortak sergilerinin de çok önemli olduğuna işaret eden Günay, bu görevlerin hem görüşmeleri hem de sonuçlandırılması için Ortaylı’dan bundan sonraki dönemde de yardım isteyeceklerini söyledi.
Kokteylde basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Günay, İlber Ortaylı ile çok eski yıllardan bu yana arkadaşlığı, dostluğu olduğunu, son 5 yıl içerisinde de çok önemli bir alanda birlikte çalıştıklarını dile getirdi.
Bu süre içinde Topkapı Sarayı’nda genel olarak iyi şeyler yaptıklarını anlatan Günay, ‘Zaman zaman basına bazen sevimsiz haberler de çıktığı oldu ama esas itibariyle güzel şeyler yaptık. İlber Hoca, çok değerli bir tarihçi. Hatta insanlar ona, ‘tarihi sevdiren insan’ diyorlar güler yüzle anlattığı için. Tarih bilgisini büyük ölçüde popülerleştirdi. Bugün burada bir sıfatı vardı, o sona eriyor ama birlikte çalışmaya devam edeceğiz’ diye konuştu.
İlber Ortaylı da kokteylde yaptığı konuşmada, emekli olmadığını, sadece Topkapı Sarayı’na yapmaya çalıştığı hizmeti sınırlandırma zamanı geldiğine inandığını ifade ederek, ‘Asli müesseseme, Galatasaray Üniversitesi’ne dönüyorum’ dedi.
Türkiye bürokrasisinin sanıldığından daha müspet ve gurur verici yönlerini bu görev sırasında tanıdığını ifade eden Ortaylı, ‘Beni buraya tayin edenlere, bürokrasiden yetişmediğim için benim bazı istisnai görülen tavırlarıma tahammül eden başta Sayın Bakanımıza, bütün Bakanlık mensuplarına, Eyüp Belediyesine ve arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum’ diye konuştu.
Topkapı Sarayı’nda görev alanların burayı sevmesi, buranın basit bir hizmetkarı olması gerektiğini söyleyen Ortaylı, çocukken ilk adımını attığından itibaren burada sürprizlerle karşılaştığını, dışarıda görmediği kadar kibar, zarif Türkçe konuşan memurlar gördüğünü, insanların bu saray için gayret ettiklerini, onu korumaya çalıştıklarını, aynı şeyin devam etmesini ümit ettiğini aktardı.
Saraydaki restorasyon faaliyetinde çok önemli işler başarıldığına işaret eden Ortaylı, ‘Asıl önemlisi bu müzenin dış dünya ile kurduğu sergi ilişkileridir. Bunun devam edeceğini düşünüyorum’ dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Günay, Ortaylı’ya kendisi ve Bakanlığı adına iki ayrı hediye takdim etti. Günay, hediyesini verirken, ‘Topkapı Sarayı’ndaki güzel çinilerden birinin replikasıdır. Benim evimin duvarında da var’ dedi. Ayasofya Müzesi Müdürü Dr. A. Haluk Dursun ise 66 yaşına özel bir hediye verdi. Dursun, “vav” harfi ebced hesabına göre “6” sayısını gösterir. İki “vav” yan yana geldiğinde ise 66’ya tekabül eder. “Allah” lafza-i celali de 66’ya tekabül eder. Aynı şekilde “Lale ve Hilal” de 66’ya tekabül etmektedir. “Vav” harfi, sevgi ve vefaya delalet eder derler. iki “vav” Allah’ı gösterir. Çünkü ebced değerleri aynıdır. Hatta halk arasında işini 66’ya bağlamak tabiri de buradan gelmektedir. Bu anlamda İlber hocamıza 66 yaşına özel bir hediye olarak bunu düşündük” dedi. Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’da ailesiyle katıldığı gecede İlber Ortaylı bir hediye verdi.