82232_istanbul_ansiklopedisi

 

Tarihçi yazar Reşad Ekrem Koçu tarafından 1940’lı yıllarda çalışmalarına başlanan ve G harfine kadar 11 cilt olarak yayımlanan ‘İstanbul Ansiklopedisi’ tamamlanmayı bekliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş Genel Müdürü Nevzat Bayhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ‘İstanbul Ansiklopedisi’nin dünyada şehir üzerine yazılmış en önemli ansiklopedilerden biri olduğunu söyledi. Koçu’nun büyük bir özveri ve kişisel çaba sonucu 173 fasikül halinde 11 cilt olarak yayımlanan ‘İstanbul Ansiklopedisi’nin Reşad Ekrem Koçu’nun 1975 yılında ölümü üzerine yarım kaldığını anlatan Bayhan, ‘İstanbul Ansiklopedisi’nin yayımlanmamış kısımlarının oğlu Mehmet Koçu’ya miras olarak geçtiğini, oğlunun da ölmeden önce bu arşivi yakını olan bir aileye devrettiğini belirtti.

Nevzat Bayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Ansiklopedi G harfine kadar gelmiş, ondan sonrası basılmamıştı. Bu bir efsaneydi. ’20 cildi daha var, 30 cildi daha var, yazıldı, yazılmadı, kayboldu’ gibi çeşitli rivayetler dolaşıyordu. Kültür A.Ş olarak İstanbul Ansiklopedisi’nin tamamlanarak tam olarak basılması için yaklaşık 3 yıldır çalışıyoruz. Doğan Kitap ile görüştük. Basılmış 11 cildin telif hakları ile yayımlanmamış olanların bir kısmı onlarda bulunuyor. Onlarla protokoller yapıldı. Ansiklopedinin Kültür A.Ş yayını olarak çıkarılabilmesi için bir fiyat çalışması yapıldı. En büyük kısmı Mehmet Koçu’nun yakını olan ailede bulunduğu için onlarla da görüşüldü. Telif işi vesaire çözüldü. Gerekli anlaşmalar yapıldı. Ardından basılan 11 cildin yeniden yayımlanması için 11 ciltteki çizimlerin telifleri söz konusu oldu. Doğan Kitap ile yeniden protokol çalışmaları yapıldı. Her türlü kanuni ve bürokratik çalışmalar yapıldı. İstanbul Ansiklopedisi’nin geri kalan ciltlerinin de tamamlanarak tam olarak basılması için gerekli olan meblağ 3 milyon TL. Buna baskı, telif, notların tekrar dizilerek redaktörlüğü ve editörlüğü yapılarak basıma hazır hale getirilmesi dahil”.
Sponsor olmaları için İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansına başvurduklarını, oradan cevap beklediklerini ifade eden Bayhan, masrafların bir kısmını Büyükşehir Belediyesinin üstleneceğini, bir kısmını da diğer sponsorlarla karşılamaya çalışacaklarını bildirdi. Bayhan, ”Şu anda gayretlerimiz gerekli meblağı bularak İstanbul Ansiklopedisi’nin yayın dünyamıza katmak” dedi. ”İstanbul Ansiklopedisi”nin tam olarak yeniden yayımlanması için para dışında ortada bir sorun bulunmadığını vurgulayan Bayhan, ansiklopedinin yayımlanmamış bölümlerinden oluşan arşivin derlenip toparlanıp ansiklopedi maddesi haline getirilmesi için akademisyen ve ansiklopedik çalışmayı bilen uzmanlardan oluşan bir ekibin oluşturulduğunu da söyledi. Bayhan, bu kişilerin hem Osmanlıca, hem de İstanbul’un tarihini çok iyi bilen editoryal yanları bulunan kişiler olduğunu dile getirerek, Semavi Eyice’ye de bu çalışmada danışmanlık görevi teklif edildiğini kaydetti.
”Arşivin gelecek kuşaklara aktarılması çok önemli”

Araştırmacı ve sahaf Nedret İşli de Reşad Ekrem Koçu’nun ‘İstanbul Kütüğü’ adını verdiği ‘İstanbul Ansiklopedisi’nin yayımlanmamış kısımlarından oluşan arşivin İstanbul’un soylu ve varlıklı bir ailesi tarafından bugüne kadar muhafaza edildiğini belirtti. İşli, Koçu’nun 1940’lardan vefatına kadar İstanbul ile ilgili pek çok akademisyen, araştırmacı, tarihçi belli müesseseler ve kurumlarla özdeşleşmiş birtakım insanlardan yazılar, belgeler toplayarak röportajlar yaptığını, fotoğrafçı, çizer, ressam ve grafikerlere çizim ve resimler yaptırdığını ve fotoğraf topladığını anlatarak, Koçu’nun bu şekilde büyük ve çok değerli bir arşiv oluşturduğunu kaydetti. Nedret İşli, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bundan 5-6 yıl önce ilk defa Koçu’nun arşivinin Bab-ı Ali’de yayıncılık işleri ile uğraşan, varlıklı bir ailenin depolarında durduğu ortaya çıkıyor. Bütün diyemeyeceğimiz ama çok ciddi, 80-100 büyük koliden oluşan ağzına kadar kolilerin dolu olduğu malzemeden söz ediyoruz. Orada belki binlerce belge, not, kupür fotoğraf, kartpostal, belge malzeme var. Az buçuk zarf ve dosyalarda kabaca tasnif edilmiş, kolilerde sağlıklı bir şekilde muhafaza ediliyor. Yaklaşık 1,5 ay önce Koçu’nun bu çok değerli arşivini gidip gördüm. Dosyaları inceledim.”
Mehmet Koçu’nun ölümüne kadar kendisini destekleyen bu aileye ‘İstanbul Ansiklopedisi’nin yayın haklarını ve arşivi devrettiğini dile getiren İşli, Tarih Vakfının ‘İstanbul Ansiklopedisi’ni çıkardığında ailenin vakfa ‘İstanbul Ansiklopedisi’ adı altında yayın yapamayacakları şeklinde resmi bir protesto çektiğini, bu protestodan sonra vakfın ‘Geçmişten Günümüze İstanbul Ansiklopedisi’ adını kullanmaya başladığını belirtti. İşli, arşivi muhafaza eden ailenin birtakım büyük yayıncılara başvuruda bulunduğunu, bu çerçevede tarihçi Murat Bardakçı’nın da gelip arşivi yerinde incelediğini aktararak, şöyle devam etti:
”Bardakçı ve birtakım akademisyenler gitti, arşivi inceledi. Fakat bu dosyaların tasnifi, bilgisayara aktarılması, ansiklopedi maddesi haline getirilmesi gibi işler çok ciddi büyük finans sorunu yarattığı, derlenip toparlanmasının hem zaman, hem finans açısından çok ciddi yatırım gerektiğini tahmin ettiler. Bu bir türlü gerçekleştirilemedi. Çok ciddi parasal destek ve imkan gerektirdiği için bir yerde tıkandı kaldı.”
Arşivdeki metinlerin büyük bir kısmının eski harflerle yazılı olduğunu, onların transkrip edilmesi, görsellerin de taranması gerektiğini belirten İşli, ciddi bir bütçe gerektirdiği için bu arşivin yeniden düzenlenmesinin bugüne kadar bir türlü hayata geçirilemediğini kaydetti. Çok kıymetli olan arşivde Nezih İzmiroğulları ve Sabiha Bocalı gibi önemli kişilerin çini mürekkebi veya kara kalemle yaptıkları İstanbul’un çok özel tipleri, mekanları ve yerlerinin orijinal çizimlerinin de bulunduğunu ifade eden İşli, sözlerini şöyle tamamladı:
”Bu arşivin muhafazası ve bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılması çok önemli. Dünyada bir şehre ait özel olarak bu kadar geniş perspektifle yaratılmış hiçbir ansiklopedi yok. Öyle bir ansiklopedi ki Beyazıt Hamamı’ndaki tellağın hayatına varıncaya kadar yazılmış. Hiç aklınıza gelmeyecek bir mahallede yaşayan kunduracı Halil efendinin evi ile dükkanı arasında yaşadıklarını anlatan enteresan birtakım anekdotu ancak Reşad Ekrem’in İstanbul Ansiklopedisi’nde bulursunuz. Ansiklopedi de sosyal hayat, tarih, cinsellik, alem, içki, ibadet her şey var.”

Kaynak: AA