17 Ağustos’un yıldönümü… Sakarya’daki öğrencilik hayatımın son günleriydi. Nasıl bir felaket olduğu anlatılamaz. Ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar, evsizler… İşin insani tarafı gerçekten korkunç. Bugün birçok makale ve haberde işin bu tarafı vurgulanacak haklı olarak.
Ben deprem felaketinin başka bir tarafına daha dikkat çekmek istiyorum. Böylesi bir felaket İstanbul’da yaşanırsa şehrin kültürel eserlerinin hali ne olacak. Ayrıntılı bir envanter çalışması yapılmamış, Neresinde ne var bilineyen koca bir şehir. Bu şehrin yüzyıllardır biriktirdikleri bir anda yok olabilir. Hemde geri dönüşü olmayacak şekilde…