Tarihiyle ilgili ilk bilgilerin Bizans’ın erken dönemlerine uzandığı Galata’nın adı konusunda, kuruluş yıllarına dek götürülen çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bizans’ın ilk yıllarında asıl kentten Haliçle ayrılan bu kısma “Peran an Skais” denildiği, “karşıda” anlamına gelen “Peran” kelimesinin de önceleri Cenevizliler tarafından “Galata”, daha sonradan da Levantenlerce “Beyoğlu” için kullanılır hale geldiği belirtilmektedir.
Ayrıca bir kısım araştırmacılar Galata adının, ilk yerleşme dönemlerinde burada var olduğu bilinen süthaneler nedeniyle Grekçe’de “süt” anlamındaki “Gala”, “Galaktos” kelimesinden geldiğini düşünür. Evliya Çelebi’nin semt hakkında şu satırları kaleme alması bu düşünceyi doğrular niteliktedir. “Galata zemini bir yeşillik hoş havalı ve verimli bir yer olduğundan bütün sağmal koyunlannı ve sığırlarını bu Galata’da otlatıp sütlerini sağıp krala getirirler idi. Bu verimli yerde lezzetli süt elde edildiğinden Galata dediler. Çünkü Yunan dilinde süte ‘Galata’ derler.”
Başka bir grup araştırmacı ise bölge topoğrafık yapısı ve Bizans’tan beri bu bölgede yaşayan İtalyan gruplar nedeniyle, İtalya’da limanlarda gemilerin yükleme-boşaltma yaptıkları eğimli alanlara verilen İtalyanca “calata” kelimesinden kaynaklandığını ileri sürmektedir. Başka bir yaklaşım ise, bu yörede oturan bir Galatialıdan dolayı bölgenin “Galat’ın Mahallesi” (Ton Galatou) adını almış olduğu varsayımıdır.
Bazı yazarlar ise, Gotlar’ın Anadolu’ya geçerken denizi bu noktada aşmış olmalanndan dolayı yöreye “Galata” adının verildiğini ilen sürmektedir. Aynca bu adın bölgeye yerleşen bir Got’tan kaynaklanabileceği, buna bağlı olarak Greklerin önceleri bu alana “Galatou” dedikleri ve bu ismin zamanla “Galata’ya dönüştüğü de düşünülmektedir.
Bununla birlikte “Galata” ismi, bu semte özgü olarak Bizans kaynaklarında ve çeşitli patrikhane fermanlarında kullanılmıştır.