“Turist Gibi İstanbul’u gezmek”  yazılarının 12.si… Bugün boğazı geziyoruz.

Asya ve Avrupa ile Marmara ve Karadeniz’ birbirine bağlayan boğaz yaklaşık 33 km uzunluğunda bir suyoludur. İstanbul seyahatiniz sırasında yapılmadan dönülemeyecek,  en keyifli yolculuklarda biri Boğaziçi boyunca yapılacak bir tekne gezidir. Boğaz’ın büyük bir kısmı her iki yaka boyunca nefis, ahşap yapılar, camiler ve gösterişli 19. Yüzyıl sarayları sıralanmaktadır.  Anıtsal Mimari örnekleri arasına İstanbul’un eski balıkçı köyleri serpiştirilmiştir.

Boğaziçi Yalıları: 17 yy’dan itibaren Osmanlı İmparatorluğunun önemli devlet adamları bogaz kıyısında gösterişli ve zarif yalılar yaptırmaya başlamıştır.  istanbul Bogaz mimarisine özgün olan yalılar daha çok yazlık olarak kullanılıyordu.  Daha sonra yapılan yalılar daha büyük boyutlu ve daha çok Barok, Art Nouveau ve modern mimari tarzında tasarlanmaya başlanmıştır.

Boğazın Gözde Yalıları:

Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı: Anadolu Hisarı yakınına 1698’de yaptırılan yalı Boğaz kıyısına yaptırılan en eski yalılardan biridir.

Fethi Ahmet Paşa Yalısı: dış dekorasyonu nedeniyle Pembe Yalı olarak ta bilinen yapı 18. Yy sonlarında yaptırılmıştır. Besteci Franz Liszt ile Mimar Le Corbusier kaldığı yalı olarak bilinmektedir.

Ethem Pertev Yalısı: Kanlıca’da bulunan yalı 1867–1908 arasını kapsayan ünlü Kozmopolit dönemin başlıca örneklerinden biridir.  Geleneksel yalı özellikleriyle daha sonra ortaya çıkan karışık oymaları bünyesinde toplayan yalı altında bulunan kayıkhanesiyle dikkat çekmektedir.

Mısır Konsolosluğu: 19yy’da  Mısır Hidivi tarafından yaptırılan yalı Art Nouveau etkisini yansıtan en güzel örneklerden biridir.

Dolmabahçe Sarayı: Adını denizin doldurulmasıyla elde edilen arazi üzerine kurulması nedeniyle alan yapı,  1844-55 yılları arasında Nikogos ve Garabet Balyan tarafından geleneksel Osmanlı saray anlayışının dışında, zengin cephe süslemeleriyle, tek çatı altında  anıtsal ölçekte, Avrupai bir saraydır. Sarayın iç dekorayonunda  Paris ve Dogu Avrupa’daki mağazalardan getirtilen mobilyalar, Sevres Vazoları, Lyon İpekleri, Baccarat Kristalleri, İngiliz şamdanları ile döşenmiştir.  Saray  bayramlaşma ve diger devlet törenlerinin yapıldığı  Kraliçe Victoria döneminde ingiltere’ 4.5 ton agırlığında  kristal avizeyle aydınlatılan  Muayede Salonu, birbirine bağlı üç bölümden oluşanve duvarları Mısır’dan getirilen  çok degerli ak mermerle kaplanmış, çeşmeleri, aynalaro ve süslemeleri ile  etkileyici bir görünüm sunan Hünkar  Hamamı,  Elçilerin kabul edildigi Süfera Salonu ve Baccarat Kristallerinden yapılma korkuluklarıyla ünlü  Kristal Merdivenli Salon,  Atatürk’ün  ömrünün son günlerini geçirdiği,   çalışma odası ve son nefesini verdigi yatak odasından oluşan Atatürk Bölümü, Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılan Veliaht Dairesi,  Hazine ve Saltanat kapısı gibi  birçok gözde  mekan yer alır. Sultan Abdülmecit tarafından kullanılan saray daha sonra Türkiye Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk tarafından istanbul ziyaretleri için kullanılmış,  10 Kasım 1938 tarihinde burada ölmüştür.  Saray bu tarihten sonra müze olarak ziyarete açılmıştır.

Yaklaşık 250. 000 metrekarelik bir alana yerleşen Dolmabahçe Sarayı tek çatı altında 14, 595 metrekarelik ana binada 285 oda, 43 salon ve 6 Balkon bulunmaktadır. Sarayın tiyatro, ahırlar, ambarlar, fırınlar, eczane gibi ek yapıları İnönü Stadyumu ve yol yapım çalışmaları sırasında ortadan kalmıştır.  Dolmabahçe Sarayı ayakta kalan Camii ve Saat Kulesi’yle Boğaz’ın gezilmesi gereken en önemli yapılardan birini oluşturmaktadır.

Yıldız Sarayı: 18.yy sonunda Sultan III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan İçin yaptırılan bir köşk ile 19-20. yy boyunca boğaza bakan 5000.000 metrekarelik bahçe ve koruluk içine inşa edilen bir dizi saray, köşk, servis, yönetim, koruma yapıları ve hasbahçelerden oluşur. Osmanlı saray komplekslerinin sonuncu olan  yapılar toplulugu,  orijinal halini koruyan  pitoresk hasbahçesi, Balyanlar, D’Aronco, Vasilaki, İoannidis, Vallaury, Yanko ve Berthier gibi mimarların elinden çıkmış ilginç yapıları ile dikkat çekmektedir.

Sarayın gözdeleri arasında, Fransız Sevres porselen fabrikasının teknoloji, kalıp, malzeme ve ustalarının destegiyle 1895 yılında üretime başlayan Yıldız Çini Fabrikası, Malta ve Çadır Köşkleri, sultanın çalışma mekânı olarak kullandığı Büyük Mabeyn, Alman İmparatoru Kayzer II. Wilhem için yaptırılan konuk evi Şale Köşkü, Yaveran Dairesi, Hamidiye Camii ve Yıldız Parkı bulunur.

Çırağan Sarayı: 1863-80’li yıllarda yaygınlık kazanmış olan oryantalist üslubun en önde gelen örneklerinden biri olan Çırağan Sarayı başlıca Mabeyn, Yatak ve Valide Daireleri’nden oluşan Büyük Saray-ı Hümayun, Harem Dairesi, Ağalar Dairesi ve çeşitli yapılardan oluşur. Sarayın bulunduğu alan 115 metre genişliğinde 664 metre uzunluğunda olup toplam 76.360 m2 lik bir alanı kaplamaktaydı. Osmanlı tarihinde Lale Devri olarak bilenen dönemde lale bahçeleri arasında yakılan kandillerin, meşalelerin ışıklarıyla kristaller ve ayanalar kullanılarak yapılan renk ve ışık oyunları içerisinde düzenlenen eğlencelerin ağırlıklı olarak burada yapılması dolayısıyla bölge Çırağan diye anılır olmuştur. Bugün Çıragan Palace Kempinski oteller grubu tarafından işletilen İstanbul’un sayılı otelleri arasındadır.

Boğaziçi Köprüsü: Ortaköy ile Beylerbeyi arasında uzanan köprü, İstanbul’un iki yakasını dolayısıyla Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlamaktadır.  Atatürk Köprüsü olarakta bilinen köprü Cumhuriyet’in ilan edilişinin 50. Yıldönümü olan 29 Ekim 1973 yılında tamamlanmıştır. Köprü dünyanın en uzun altıncı asma köprüsüdür; uzunluğu 1560 metre deniz seviyesinden yüksekliği 64 metredir. Son yıllarda yapılan aydınlatma çalışmalarıyla köprü İstanbullulara  görsel bir ziyafet sunmaktadır.

Rumeli Hisarı: İstanbul kuşatmasına hazırlık olarak Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan dev kalenin amacı Boğaz’ın kuzeyinden gelecek yardımların İstanbul’a ulaşmasını önlemekti. İstanbul’un fethi sırasında ağır topların yerleştirilen kalenin 5 kapısı bulunmakta ve başta Halil Paşa ve Zağanos Paşa kuleleri olmak üzere 17 kulesi bulunmaktadır. Boğazın en dar yerinde yaptırılan ve klasik Osmanlı askeri mimarisinin güzel örneklerinden biridir. Tarihçi Herodotos’a göre (i.Ö. 5 yüzyıl), Pers imparatoru Hystaspes oğlu 1. Dareios, 512 yılında Somoslu Mandrokles’in yaptığı birbirine bağlı dev dubalar üzerine duran Dareios Köprüsü’nden  700.000 askerin geçişini bu tepeler üzerinden izlemiştir.

Balta Limanı: antik çağda  Phidalia olan Balta Limanı günümüzde adını İstanbul Fatihi  Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı donanmasının başında bulunan  Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Beyden alır. II. Mehmed’in karayoluyla Haliçe indirdiği yassı tabanlı gemileri burada yaptırdığı söylenmektedir. Semtin başlıca yapıtı bir ortaçağ şatosunu andıran Tophane-i Amire ve Mustafa Zeki Paşa Yalısı’dır. Balta Limanı Sarayı mimarları Garabed ve  Sarkis Balyan olan diğer bir önemli yapıdır. Günümüzde Balta Limanı Kemik Hastanesi olarak hizmet vermektedir.

Emirgan: 18 yy’da itibaren önemli bir mesire yerlerinden biri haline gelen Emirgan, III. Selim ve II. Mahmut ( 19yy) zamanda imar görmüştür. Şerifler Yalısı ( Mekke Şerifi Abdullan Paşa) Avrupa Yakası’nın en eski yalısı olma özelliğini taşır.

Emirgan Korusu: Yaklaşık 500. 000 metrekare olup 100’ün degişik ağaç türünü barındırmaktadır.  İçerisinde av köşkü tarzında tasarlanan  Sarı Köşk, Neo-Klasik tarzdaki Beyaz Köşk ve geleneksel Türk evi çizgilerini taşıyan  Pembe Köşk bulunmaktadır.

İstinye: Bizans döneminde Theotosk Kilise’siyle, Vaftizci John ve Aziz Daniel Manastırlarının bulunduğu bölgede , Aziz Daniel ve Aziz Simeon yaşadığı bilinmektedir. Tarih boyunca Cenevizliler, Bizanslılar ve Osmanlılar için önemli bir  deniz üssü ve liman olan bölge,  boğazın en güvenilir doğal limanıdır. Önemli yapıları Neslişah Sultan Mescidi, Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı’dır.

Yeniköy: İçerisinde  Kamariotos Bakiresi’nin tasviri bulunan Aghios Gheorghios kilisesi ve Surp Hovhannes Mığırdıç kilisesinin yanı sıra 19. Yy  Kont Abraham de Comondo tarafından yaptırılan Yeniköy Sinagogu’nun yer aldığı bölgenin başlıca yapıları arasında  Mimar Petraki Adamanti tarafından  tasarlanan Sait Halim Paşa Yalısı,  Sarraf Mıgırdıç Cezaryiliyan Yalısı ve II. Abdülhamit tarafından Avusturya- Macaristan İmparatoru I. Franz Joseph’e verilen Avusturya Başkonsolosluğu, Afif Paşa Yalısı ve Mimar Sarkis Balyan tarafından tasarlanan Mekteb-i Tıbbıye-i Adliye-i  Şahane kurucularından Dr. Stefanos Karateodori’nin oğluna ait olan  Karateodori  Paşa Yalısı bulunur.

Tarabya: Osmanlı kaynaklarına göre II. Selim’in havasından ve suyundan pek memnun kalması dolayısıyla Tarabiye (Keyif) adını verdigi bölge, 18 ve 19. Yy’da Fenerli Rumların sayfiye yeriydi. Bölgede Ünlü Mimar Raimondo d’Aronco tarafından tasarlanan Huber Köşkü’nün yanı sıra Bezmi Alem Valide Sultan Çeşmesi, Aghia Paraskevi Kilisesi ve Ayazması, ve günümüzde ünlü bir eglence mekanı olan Çiçek Pasajı sahibi olan Hristaki Zoğrafos  Yalısı, Alman Büyükelçiligi,  Üç  katlı ahşap bir köşk olan İtalyan Büyükelçiligi Yazlığı yer almaktadır.

Büyükdere: Antik çağda bir Artemis Tapınağı bulunduğuna inanılan bölge I. Haçlı komutanı Godefroy de Bouillon (1096) yılında bölge kıyılarına kamp kurdugu bilinmektedir.  Osmanlı son döneminden itibaren yabancı misyonların gözde yazlık mekanlarından biri olan bölge,  neo-klasik tarzda inşa edilen İspanya Büyükelçiligi yazlığı iç süslemeleriyle görmeye deger bir yapıdır. yine kıyı şeridin de yer alan Rus Büyükelçiligi’nin yanı sıra Abdurrahman Nurettin Paşa Yalısı ve Surp Boğos Kilise’si bulunmaktadır.

Sadberk Hanım Müzesi: Ticaret Odası Reisi Bedros  Azaryan Efendi tarafından yaptırılan konak,  Türkiye’nin önde gelen zengin ailerinden biri olan Koç ailesi tarafından satın alınarak 1980 yılında  Türkiye’nin ilk özel müzesine dönüştürülmüştür.  İçerisinde Anadolu, Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerini yansıtan (i.Ö 54000 ve İ.S 1923 arasını kapsayan)  eserler sergilenmektedir.

Sarıyer ve Rumeli Kavağı: Antik çagda Simas olarak bilinen bölgede Ali Kethüda Camii ve IV. Mehmet tarafından yaptırılan Eski Karakol binası bulunur. Rumeli kavağı ‘na bir kartal yuvası gibi hakim olan  Ceneviz Kalesi olarakta  bilinen Yoros  kalesi  Bizanslılar tarafından Boğaza girişi denetlemek için yaptırılmıştır. Balıkçı köylerinin yaygın oldugu bölge de  19. Yy da yaptırılan Rumeli Feneri İstanbul Boğazı’nın  Avrupa kıyısının kuzeydeki en uç noktasını oluşturur. Rumeli Feneri’nin açıklarında bulunan Kynae olarak bilinen dev kayalar mitoloji de büyük önem taşır.

ASYA KIYISI:

Beykoz: günümüzde Yuşa Tepesi ve İbrahim Paşa köşküyle ünlü olan Beykoz,  kovuklu yamaçlarındaki kuş yuvalarıyla halk arasında Kuşlu Liman olarak bilinmektedir.

Bölgenin önde gelen gezi yerleri arasında Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan Beykoz Kasrı, Ahşap vaiz kürsüsünde kabartma nakışları, altın yaldız kaplamaları ve yağlıboya azizleriyle Aghia Paraskevi Kilisesi ve ünlü Beykoz Cam İmalathanesi bulunmaktadır.

Beykoz Camları ve Çeşmi Bülbül: 200 yıllık geçmişiyle Beykoz Camcılığı Osmanlı’nın Venedik camcılığının rekabetine karşı kurup geliştirdiği bir sanayidir.  Venedik’e giden ve cam yapım tekniklerini öğrenen Mevlevi Mehmed Dede Beykoz Fabrika’sında çalıştığı bilinmektedir.  Bu nedenle Beykoz işi denen cam ürünlerinde Venedik etkisi büyüktür. Bölgede kurulan Cam ve Billur Fabrikası’nda üretilen Çeşm-i Bülbül ( Bülbül Gözü) adı verilen ürünleri 19yy Paris’te ve Londra’da düzenlenen Uluslararası Fuarlarda ( Exposition Universelle) altın madalya ödülü almıştır. Günümüzde bu eserler Şişe ve Cam Fabrikaları AŞ tarafından üretilmektedir.

Paşabahçe ve Çubuklu: II Beyazıd zamanında has bahçelerin kurduruldugu Paşabahçe cam, porselen, taş, mum imalatheneleri ve şişehaneleriyle Paşabahçe Cam Fabrikası’yla ünlenmiştir. Mısır Hıdiv Abbas Hilmi Paşa tarafından art nouveau tarzında yaptırılan yüksek bir kulesi ve cihannüması bulunan, ayrıntılı vitray ve ince zenaatkarlık örnegi olan Hıdiv Kasrı bulunmaktadır.

Kanlıca ve Anadolu Hisarı: Kırmızı boyalı yalılarıyla ünlü olan Kanlıca Mimar Sinan’ın  Bağdat Valisi İskender  Paşa adına yaptığı camii gezilmesi gereken yapılar arasında yer alır.19. yy bölgeye yerleşen Bulgar göçmenler tarafından yapılmaya başlanan meşhur Kanlıca Yogurdu son dönemlere kadar ahenk kayığıyla iskeleye yanaşılarak, musıki eşliginde yenilen  bir gelenek olmuştur.

Anadolu Hisarı: 14. Yy da inşa edilen hisar Sultan Yıldırım Beyazıd tarafından  istanbul kuşatmasında  Bizansa Karadeniz üzerinden gelen yardımları kesmek için yaptırılmıştır.

Sadrazam Amcazade Yalısı: Asya Kıyısının en eski yalısı olan yapı, Osmanlı tarihi boyunca dört sadrazam yetiştirmiş olan Köprülü ailesine aittir. Kırmızı aşı boyalı yapı, Selamlık Dairesinde bulunan mermer fıskiyesi, fildişi kakmayla bezeli kapı cepheleri, lale nakışlı duvarları, altın yıldızlı bordürleri, klasik kemerli ve tezhipli tavanlarıyla görülmeye deger bir yapıdır. Yine bu civarda yer alan Hekimpaşa Salih Efendi Yalısı, Sedat Bey Yalısı, Zarif Mustafa Paşa Yalısı gibi 19 yy yalı örnekleri görülür.

Küçüksu ve kandilli:

Küçüksu Kasrı: Mimar Nikogos Balyan tarafından tasarlanan, Avrupa stillerinin mimari sentezi olan yapının mermer şömineleri, kristal avizeleri, aynalar, değerli halılar ve tablolarla döşenmiştir. Dış cephesi tümüyle mermer kaplı olan kasrın Saltanat Kapısı bezemeleri ünlüdür.  1983 yılından itibaren müze olarak kullanılmaktadır.

Mihrişah Sultan Çeşmesi: 1806 tarihli çeşme III. Selim tarafından yaptırılmıştır.  İstanbul çeşmelerinin en görkemlilerinden biri olan yapı sıklıkla gravür ve tablolara konu olmuştur.  Hemen Küçüksu Kasrı’nın yanında bulunmaktadır.

Kandili: Osmanlı soylularının gözde mekânlarından biri olan Kandilli 18. yy da yaptırılan Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa Yalısı Boğaz’ın en büyük yalısıdır.

Yine bölgede yer alan Sait Halim Paşa Köşkü, Adile Sultan Sarayı, Kandilli Rasathanesi, ahşap Boğaziçi yalılarının en zariflerinden biri olan yer almaktadır.  Birbirine bitişik ik yapıdan  meydana gelen yalının altında birde kayıkhanesi  bulunmaktadır. Müze niteligini  koruyan  yalı ünlü konuklarıyla tanınmaktadır. ünlü Fransız Seyyah ve yazar Pierre Loti, Claude Farrere,  Thibaud, Pompidou, Kraliçe Magrethe konukları arasındadır.

Vaniköy v e Çengelköy:

Kuleli Askeri Lisesi: İstanbul’un en önemli anıt yapılarından biri olan Kuleli Kışlası Garabet Balyan imzasını taşımaktadır. Ön tarafta bulunan kuleleri nedeniyle Kuleli Kışlası olarak bilinen yapı okul, yetimler yurdu ve hastane olarak kullanıldıktan sonra 1947’den bu yana Kuleli Askeri Lisesi olarak kullanılmaktadır.

semtin önemli yapıları arasında  Recaizade Mahmut Ekrem Yalısı ( 19yy ) ve kadınefendi Sahilhanesi, semtin en ünlü yalılarından biri olan  Sadullah Paşa Yalısı yer almaktadır.  18yy sivil mimari örneklerinin en önemlilerinden biri olan yalı hüzünlü öyküsüyle tanınmaktadır.

Bizans döneminde İmparatoriçe Sophia için yapılan saray nedeniyle Sophianae olarak bilinen Çengelliköy, Fatih Sultan Mehmet döneminde bölge de bulunan dövülmüş dev çengeller ve çapalardan adını aldığı söylenmektedir.  Sadullah Paşa Yalısı’ndan kalan harem dairesi, Hattat Mahmud Celaledidin Efendi Köşkü, Hibetullah  Yalısı gibi birçok yalı bulunmaktadır..

Beylerbeyi, Kuzguncuk ve Paşa limanı: Beylerbeyi Osmanlı elit bürokratlarının köşk ve konaklarını yaptırdıkları gözde semtlerden biridir.  Kuzguncuk yan yana sıralanmış kilise, sinagog ve camileri, eski sokakları ile hoş, sakin ve kozmopolit bir semttir.  Burada yer alan Fethi Paşa Korusu manzarası ve çay bahçeleriyle görülmeye değer bir yerdir. Paşa limanı Birçok ünlü yalıyı bünyesinde barındırmaktadır.

Fethi Paşa Yalısı: ilk olarak 18yy da inşa edilen 16 odalı yalıya hayran kalan Fransız mimarı Le Corbusier’in daha sonra kullandığı dikdörtgen kesitli direkleri buradan ilham aldığı söylenmektedir.  Rengi nedeniyle Pembe Yalı olarak ta bilinen yapı korunabilmiş pek az eski yapıdan biridir.

Beylerbeyi Sarayı: Agop ve Sarkis Balyan imzalı yapı Avrupa mimari stillerinin bir sentezidir. Boğaziçinin güzel bir yerinde inşa edilmiş olan saray’ın bahçesinde Sertab Köşkü, Sarı Köşk ve Hasahır gibi yapılar yer alır. Üç katlı, altı Salonlu ve 26 odası bulunan sarayda genellikle yabancı konuklar ağırlanmıştır.  1869 yılında Beylerbeyi Sarayını ziyaret eden Fransa İmparatoriçesi Eugenie, saray pencerelerinin aynılarını Tuilleries Sarayı için yaptırmıştır. Beylerbeyi Sarayı’nda  kalan son osmanlı padişahı II. Abdülhamid olmuş,  1909 yılında tahtan indirilen Padişah, 1918’de  burada vefat etmiştir.   1985 yılından bu yana müze olarak kullanılmaktadır.

Çamlıca: Bizans”ın Çamlık bölgesi olan semt Büyük ve Küçük Çamlıca olarak ikiye ayrılır.  İstanbul Boğazı’nın en görkemli görüntülerinden biri sunan bölgenin önde gelen yapıları arasında Osmanpaşa Köşkü, Selimpaşa Köşkü, Şehzade Yusuf İzzettin Efendi Köşkü gibi yapılar yer almaktadır.

Boğaziçi’nin Kuşları: Eylül ve Ekim aylarında binlerce Beyaz leylek ve yırtıcı kuş boğaz üzerinden geçer. Doğu Avrupa’daki üreme alanlarından kışın Afrika’da konaklayacakları bölgelere göç edeler. İlk ve sonbahar aylarında gerçekleşen kuş göçünün en iyi izlendiği yerlerin başında, Avrupa yakasında Sarıyer sırtları, Asya yakasında Küçük ve Büyük Çamlıca tepeleri gelir. Karaleylek, arı şahini, kara çaylak, şahin, küçük orman kartalı görülebilen türlerdir