Okmeydanı’ndan Kasımpaşaya inen yol üzerindedir. Kaptan-ı Derya Piyale Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın döneminde yapılmış olması dolayısıyla onunla ilişiklendirilsede mimarisinin farklı oluşu başka bir mimar tarafından yapıldığını düşündürmektedir.(Mimar Sinan o yıllarda Edirne Selimiye Camisini yapmıştı. Bu durumda Mimar Sinan gözetiminde bir kalfa tarafından yapıldığını söylemek daha doğru olabilir.) Mimarisi başka yerde rastlanmayacak özgünlükte… (Bazı açıdan baktığınızda minare “gemi direği” gibi cami yapısı “gemi” gibi görünüyor. Minarenin bu şekilde caminin iç kısmında yer alması pek rastlanır bir durum değil. Selçukluda kullanılan cami mimarisinin özgün bir yorumu…)
Kanuni Sultan Süleyman İstanbul’a yeni mahalleler katmak için sur dışına böyle büyük bir
külliye inşaa ettirme işini Damadı (torunu Gevherin kocası) olan Piyale Paşa’ya vermiştir.
Piyale Paşa (Piyale= Kadeh) Tuna kıyılarındaki Tolnada dünyaya gelmiş. Enderunda yetişmiş.
1547’de Kapıcıbaşı, 1554’te Kaptanı Derya olmuştur. Kayınpederi 2. Selim döneminde 3. ve 2.
vezirlik yapmıştır.
Cami yanındaki türbede, Gevher Sultan’dan doğan yedi kız ve dört oğlu ile birlikte yatmaktadır.
Caminin yapıldığı dönemde önünden Kasımpaşa içinden geçerek Haliç’e ulaşan bir kanal mevcuttu ve bu kanalda kayıklar ilerleyerek cami yakınına kadar ulaşılabiliyordu.
Cami 2007 yılında vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.
Büyük Piyalepaşa Camisini harita üzerinde görmek için tıklayınız.
Kasımpaşadaki bir cami ile ilgili yazarken Cağaloğlu isminin nereden geldiğini yazmak biraz garip olacak fakat bahsi gelmişken…
Piyale paşa Cerbe Adasını Haçlıların elinden geri aldıktan sonra İstanbul’a birçok esirle geri döndü. Kont Cigala’nın oğlu Seipione’de o esirlerden biriydi. Cigala nın oğlu tabiri zamanla Cağaloğlu’na dönüşerek bir semtimize ismini veriyor. (Seipione Cigala Enderunda devşirilerek Yusuf Sinaneddin ismini alıyor ve 3. Murat döneminde kaptanı derya oluyor.)