Genelde kıyıda köşede kalmış eserler hakkında yazıyordum. Bilindik yerler ile ilgili veriye ulaşmanın da güç olduğunu gördüm. Arama motorlarına “İstanbul Üniversitesi Kapısı” yazarak arama yaptığınızda sadece görsel veriye ulaşabiliyorsunuz. Bir derleme yapmak iyi olacak diye düşündüm. Birçok kez gördüğünüz bu istanbul Üniversitesi kapısı, üniversite ve Beyazıt Meydanı hakkında bir derleme…
İstanbul’un ve Türkiye’nin ilk üniversitesidir. Rektörlük makamı ile bazı fakülteleri Beyazıt’ta, kampusu ise Avcılar’dadır.Kuruluş tarihi 1 Ağustos 1933 olmakla birlikte geleneksel anlamda, 2.Mehmed’in İstanbul’da tesis ettiği ilk medresenin devamı sayılır.Günümüzde ki İstanbul Üniversitesi, 1933’te kapatılan Darülfünun’un yerini almıştır.
İstanbul Üniversitesi’nin kurulmasıyla ilgili çalışmalar Cumhuriyet’in ilan edildiği yıllara dayanır.1924’te çıkarılan 493 sayılı yasa ile Darülfünun bütçesinin Maarif Vekaleti’nden ayrılması bu çalışmaların ilk adımı sayılır.1925’te Darülfünun’a hükm-i Şahsiyet (tüzel kişilik) tanınması ikinci önemli girişimdir. Kuruluş aşamasındaki İstanbul Üniversitesi’nin Batı ölçüleri ile temellendirilmesi bakımından, Almanya ve Avusturya’dan gelen 100 dolayındaki profesör ve uzman önemli görevler üstlendiler.
Daha önce Darülfünun’a verilmiş bulunan, Beyazıt’taki eski Harbiye Nezareti (İstanbul Hükûmeti’nde Millî Savunma Bakanlığı’nın 1908-1922 arasındaki adı.) Binası’nın büyük cümle kapısı üstüne “İstanbul Üniversitesi” yazıldıktan sonra, 18 Kasım 1933’te üniversitenin 4 fakültesinde derslere başlandı.(Aslında Harbiye Nezareti kapısı olan bu kapının üzerindeki kitabede Fetih ve Zafer ayetleriyle “Daire-i Umûr-ı Askeriye” ibaresi yazılıdır. Hemen üstünde de Sultan Abdülaziz tuğrası yer alır. 1927 yılında Osmanlı eserlerinde birçok kitabenin ve tuğranın kazınarak yok edilmesine yol açan “Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde bulunan bütün mebânî-i resmiyye ve milliyye üzerindeki tuğra ve methiyelerin kaldırılması hakkında kanun” çıktığında bu tuğra ve kitabe mermer bloklarla kapatılmıştı.)
İstanbul Üniversitesi, daha önce Darülfünun’un da hizmet vermiş olduğu binalara yerleştiğinden, İstanbul’un en merkezi bir semti sayılan Beyazıt Meydanı çevresinde gelişme ortamı buldu.Eski Harbiye Nezareti’nin ana binası, köşkleri, kışlası, ahırı İle Zeyneb Hanım Konağı üniversiteye tahsis edilmişti.
Beyazıt meydanının 19.yüzyıldan itibaren dönüşümü ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
veya buradan…
Merhaba,
Yazınızı büyük beyeniyle okudum.
Fakat bu kapının yukarısında yer alan ve üstü sıvayla kapatlan yazı ya da tuğradan bahsetmmişsiniz.
Bilgilendirirseniz memnun olurum
[email protected]